Sokak hayvanlarının popülasyonundaki artışla ilgili olarak belediyelerin kısırlaştırma yapması, kaçak üretim merkezlerinin kapatılması ve evcil hayvan bakan kişilerin sokağa atmasına engel olunması yönünde birçok çağrı yapılıyor.

Buna karşın "itlaf", "öldürme" gibi açıklamalar yapan bazı siyasiler ve sosyal medya kullanıcılarını birçok insan eleştiriyor.
Farklı boyuttan bakalım;
Suçun en büyüğü sözde hayvanseverlerde.
Geçici zevkiniz için sahipleniyorsunuz kediyi, köpeği.
Baş edemeyince, bakımı ağır gelince türlü türlü bahanelerle bırakıveriyorsunuz sokağa, hatta vicdanınızı rahatlatmak için ilçemizde Bucak çöplüğüne. Nasılsa Bucak’ta bir PANTER EMEL var, gönüllüler var besliyorlar…
Tüy döküyor, allerjim var, çocuğumun allerjisi var. Sahiplendiğin koltuk takımı değil, can.Koltuk alırken bile on tane mağaza gezip araştırıyorsun.
Evinin önüne takıyorsun malını canını gözetlesin , sana keyif versin diye; kısırlaştırmak zor ve pahalı geliyor ; dişiyse doğurtuyor; erkekse çiftleştiriyorsun bahanen hazır, hayvanların doğasıyla oynamayalım ; çoğaldıklarında bir gürbüzü konu komşuya ya da kendine ayırıp; çuvala dolduruyorsun , çöplüğe ya da en tenha bir yere bırakıp dönüyorsun. 
Hele hele evindeki  evcil hayvanını damızlık gibi besleyip , doğurtup para karşılığı satan hayvansever insanlara denilecek hiç bir söz yok.
Pandemide çocuğuna oyuncak alır gibi evcil hayvan aldın ,pandemi bitti n’oldu?Sokaklar cins kedi, köpekle doldu.
Mülteciler gibi köpekler o şehirden bu şehire aktarılıp duruyor.Nerede zehirlenir , vurulur ya da trafik kurbanı olurlarsa seyahatleri orada son buluyor.
Öncelikle şu fikri algılamamız lazım; insan, hayvan, bitki bunların hepsi CANLI!
İnsan ırkının devamı için bu üçlünün dengede olması şart.
Sokaktaki köpekler evet çoğu zaman beni de ürkütüyor, saldırılarına da uğradım, küçük ırk köpeğimi gezdirirken;  çöplükte besleme yaparken bir sokak hayvanı tarafından da ısırıldım. Sokaklarda sürü halinde gezmeleri, özellikle savunmasız çocukları ürkütmelerinden de çok ama çok rahatsız oluyorum.
Sokaktan tedavi için yönlendirdiğin bir köpeği, kanunlarımız göre aldığın yere geri bırakacaksın diyor. 
Geri gelenini de görmedim ya  hoş.
Ama bu yaralı ve saldırgan , iyileşince bu bölgeden alalım rehabilite edilsin denildiğinde yetkililer kanunu karşımıza çıkarıyor. 
Sokaklarda köpekler başıboş dolaşıp  insanlara saldırsın demiyoruz ; uyutulma yasa taslağına karşı çıkan kesim olarak.
Belki  bu kanuna karşı çıkan diğer hayvanseverler bana kızabilir ama ben sokaklarda , şehir trafiğinde köpek sürüsü görünce, özellikle de  korkan insanları görünce ürküyorum.
Çözüm zor değil. Çözüm öldürmek değil. Maksadımız insanları korumak ise, insanlara zarar veren tüm canileri , sapıkları da öldürelim o vakit…
Cana kıymayalım, çözüm üretelim diye fikir beyan ettiğimizde beddualar havada uçuşuyor, sizin de canınız yansın; al kendin besle söyleminden  tutun da çok özür diliyorum medeni halimize kadar laf duyuyoruz.
Sanatçı Tarkan ne güzel özetlemiş;
"Sokak hayvanlarını öldürmek bir çözüm değil. Belediyelerin sokak hayvanları konusuna daha vicdani ve mantıklı çözümlerle yaklaşması gerek. Sokak hayvanları, sistematik kısırlaştırmayla, barınakların artırılmasıyla kontrol altına alınabilir. Bize katliamlar değil, elimizi kalbimize koyarak bulduğumuz çözümler yakışır."

Sorunların çözümü masum ve korumasız canları almak değildir
Uzaya giden, savaş aygıtları için milyarlar harcayan insanoğlu sokaktaki kimsesiz canlar için de çözüm bulmalıdır
Can almak, cana kıymak çözüm değildir

Hayvan hakları ve sahipsiz hayvanlarla ilgili iddia edilen sorunlar; öncelikle bireysel ve toplumsal bilinci, toplumsal kültürü, insan ve toplum vicdanını ilgilendiriyor. Hukuk kuralları, bu bilinçle ve kültürle şekillendirilmeli. Konu “yaşam hakkı” olunca hukuk; duyarsız olamaz.” TARKAN.

 Bir haftadır sokak köpekleri uyutulacak,bu arada Bahçeli’den sokak köpekleri açıklaması;Uyutunca nasıl uyutulacak, ne kadar uyutulacak, kim uyutacak? espirileri😊.
İran helikopteri;Sinan Ateş cinayeti  ve benzeri konularla  gündem sıcak tutuluyor. Amaç mı ne?
Açlık sınırı altındaki maaşlar, kapıdaki susuzluk ve beraberinde gelecek kıtlık ve zamlar; yolsuzluk ve yoksulluk konularından emekçi kitleleri uzak tutmaya çalışmak değil mi?
Kendini beslemeye gücü yetmeyen, yaşam mücadelesi veren, açık hava hapishanesinde yaşayan , işten eve evden işe zor yetişen vatandaş  e haklı olarak; sokaktaki azgın köpekten bana ne, çoluğumun çocuğumun hayatından daha mı değerli diyecek tava  getirildi.
Evet herkes mutsuz. İnsanlar da, hayvanlar da, bitkiler de.
Ben yine de mutlu günler dilerim.