Şu muhteşem dünyada öleceğimizi de bile bile,farklılıklara tahammül göstermeden , kapitalist sistemin esiri olmadan birlikte yaşam kültürünü oluşturmak çok  mu zor?

Galiba insanlığın temel sorunlarından bir tanesi bu.

Ya terör ve savaş; insanlığın en büyük ayıbıdır.

Yetişkinlerin  cehenneme çevirdiği dünyada hep olan çocuklara oluyor...

Hem Israilli hem Filistinli çocukların içler acısı hali yürekleri yakıyor...

Ve aklıma Aziz Nesin’in dizelerini getiriyor; "öyle bir ölsem, öyle bir ölsem ki çocuklar, size hiç ölüm kalmasa..."

Dünyada özellikle Ortadoğuda

 yaşanan, yaşatılan soruna gerçek çözüm ve aydınlık bir gelecek, vicdan sahibi ve düşünen beyinlerin dayanışmasıyla mümkün olacaktır.

Birey olarak elimizden kınamaktan , temennilerden başka bir şey gelmiyor .

Ama eminim her tepki , zifiri karanlıkta bir mumdur.

Ve bu yakılan mumlar gelecek neslin bize  minnet duymasını sağlarken, karanlıktan yararlanmak isteyenlerin rahatsızlık duymasına neden olacaktır.

"Görmek istemeyenden daha körünü, duymak istemeyenden daha sağırını bulmak imkânsız."

Dr. Suziki Rashi der ki: Eğer kapkaranlık bir odada bir mum yakılırsa oda aydınlanır, artık oda ışıklandırılmıştır. Sonradan, on ya da yüz, ya da bin mum daha yakılırsa oda giderek daha da aydınlanır. Ama asıl kesin dönüşüm, karanlığın içine süzülen birinci mumun ışığıyla başarılmıştır.”

Duymak istemeyenden daha sağırı, görmek istemeyenden daha körü yoktur. Kişileri ve şeyleri görmenin ve işitmenin ilk koşulu duyarlılıktır.

Barış ve huzur dolu günler diliyorum.

Sevgi ve saygılarımla.