MAKÜ’de İlk Ders: Gazze

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 2025-2026 eğitim-öğretim yılı açılış derslerinde İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü insanlık ihlallerinin öğrencilere anlatılarak dikkat çekilmesi hususunda yapılan çağrıya Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi de destek verdi. 

Avşarhan Sinema Salonu’nda gerçekleşen programda, Gazze’de yaşanan insanlık dramı ve Filistin halkının maruz kaldığı zulüm öğrencilere bir kez daha hatırlatıldı.

Konferansın moderatörlüğünü, geçtiğimiz yıl Filistin’i ziyaret ederek yaşananları yerinde gören ve destek çağrılarını sık sık dile getiren Veteriner Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Reyda Şıklaroğlu üstlendi. Şıklaroğlu, orada şahit olduklarını paylaşarak tarihe ve değerlere sahip çıkmanın önemine vurgu yaptı.

Rektör Dalgar: “Allah’a dayanacağız, gayrete sarılacağız.”

Programda ilk konuşmayı MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar yaptı. Dalgar, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “Asım’ın Nesli” idealini şu sözleri dile getirdi:
“Üniversite olarak bizler, toplumsal ve insani meselelere duyarlı bir gençlik yetiştirmenin sorumluluğunu taşıyoruz. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “Asım’ın Nesli” fikri yolumuzu aydınlatıyor. Mehmet Akif’in tarif ettiği gençlik; alanında çok iyi yetişmiş, donanımlı, dünya insanı olmanın yanında milli ve manevi değerlerine, insani meselelere duyarlı, köklerinden beslenen bir gençliktir. Kendi köklerinden beslenme kavramını artık daha doğru anlıyoruz. Eskiden banal görülen bu anlayışın ne kadar temel olduğunu tecrübe ettik: köklerinden beslenmeyen hiçbir ağaç meyve veremez; köklerinden kopan hiçbir toplum ileriye gidemez. Türkiye bunu fark etti ve bu yolda önemli adımlar atıyor. İnşallah daha güzel işler yapacağız... Birleşmiş Milletler raporlarında, anestezi yapılmadan uzuvları kesilen çocuklardan bahsediliyor. Bu görüntüler insanın ruhunu sarsıyor. Vicdan sahihi hiç kimse bu acılara kayıtsız kalamaz. Bizim görevimiz Gazze konusunda farkındalık oluşturmakla birlikte gelecekte bu tür zulümlere dur diyebilecek bir dünyanın inşası için çalışmaktır. Yapılması gereken; ciddi diplomasi çalışmaları yürütmek, uluslararası mekanizmaları harekete geçirmek, insani yardımı hızlandırmak, sivil toplum kuruluşlarıyla ve uluslararası aktörlerle koordinasyon kurmaktır. Bu yollarla hesap sorulmasını, hukukun işlemesini ve mağdurların korunmasını sağlamalıyız. Bunun için de Allah’a dayanacağız, gayrete sarılacağız. Allah mazlumların yardımcısı olsun. Allah devletimize güç ve kuvvet versin. İnşallah bu zulüm, bu katliam son bulur; mağdurlar en kısa sürede korunur ve adalet yerini bulur. Filistinli kardeşlerimiz ve dünyanın her yerindeki mazlumlar için dua ediyoruz.”

Gazzeli akademisyenden çarpıcı mesaj: “Artık Yeter!”

Konferansta söz alan MAKÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Asmaa K. M. Mutair ise Gazze’de yaşanan insanlık dramını bizzat yaşayan biri olarak anlattı. Ailesinin de çadırda yaşadığını söyleyen Mutair, “Ne ev var, ne su, ne yemek… İnsanlar sokaklarda yaşıyor. Temiz su olmadığı için salgın hastalıklar yayılıyor. Çocuklar ve yaşlılar büyük risk altında. Kısacası tek kelimeyle: felaket” dedi.

İki yılı aşkın süredir devam eden savaşın artık dayanılmaz bir hal aldığını ifade eden Mutair, “Artık yeter. İnsanların bu şartlarda nasıl yaşadığını tarif etmek imkânsız. Ama inanıyorum ki en kısa zamanda barış gelecek. Çünkü herkesin ihtiyacı olan şey artık barış” diye konuştu.

Türkiye’nin Gazze’ye yaptığı yardımlar için teşekkür eden Mutair, “Hastaların Ankara’da tedavi edilmesi, yapılan insani yardımlar bizim için çok kıymetli. Türkiye’nin yanımızda olduğunu bilmek bize hem umut hem de güç veriyor” sözleriyle duygularını paylaştı.

Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar’ın yanı sıra rektör yardımcıları Prof. Dr. Oğuz Gürsoy ve Prof. Dr. Hakan Öner, akademisyenler ve çok sayıda öğrencinin katıldığı konferansta Filistin’deki dram bir kez daha gündeme taşındı.

Katılımcılar, program boyunca Filistin halkının acılarını yüreklerinde hissederken, Gazze’de barış ve adaletin hâkim olması için dua etti.