Geçmişten günümüze dek hayatımızda kolaylaştırıcılık sağlayan ürünlerin emekçisi olan marangozluk zanaatı da zamanla yeni dünya düzenine göre evriliyor. Endüstrileşen işlerin başında yer alsa da hala kendi atölyelerinde tutunmaya çalışan ustalar bulunuyor.

Burdur’un Bucak ilçesinde 1961 yılından bu yana marangozluk zanaatını icra eden 84 yaşındaki Ömer Güner, ilçedeki en eski esnaf. 62 yıldır bulunduğu ilçede bebek beşiği, ekmek tahtası, baston ve birçok çeşit ürün üretiyor. Mesleği icra eden tek kişi olduğunu belirten Güner ile röportaj gerçekleştirdik.

bucak ömer güner

“Gücüm yettiği kadar”

1961 yılından bu yana marangozluk mesleğini sürdüren 84 yaşındaki Bucaklı Ömer Güner, mesleğe nerede ve nasıl başladığını anlatan Ömer Güner, “84 yaşındayım. Burdur’da yetiştirme yurdunda büyüdüm. Marangozluğu orada öğrendim. 18 yaşında yetiştirme yurdundan çıkarak Erzincan’a şeker fabrikasının marangoz atölyesine çalışmaya gittim. Askere gidip geldikten sonra 1961 yılında Bucak’ta marangozluk yapmaya başladım. Gücüm yettiği kadar mesleğimi devam ettirmeye çalışıyorum. Bucak’ta en eski esnaflardan birisiyim.” dedi.

Mesleği öğrenen kalmıyor…

Son yıllarda marangozluk, oymacılık gibi zanaatları öğrenmek isteyen kimse kalmadığının altını çizen Güner, “Günümüzde mesleği öğrenmek için kimse gelmiyor. Çırak yetiştiremiyoruz. Gençlerimizin bu mesleği öğrenmesini isterdim. Genç neslimiz liseye kadar okuduktan sonra bu gibi meslekleri icra etmek istemiyorlar. Gençlerimiz üniversiteye gidiyor, tahsil yapıyor ve yeni meslekleri icra ediyor. Eskiye kıyasla talep az olsa da hala satış yapıyorum. Mesleğimi devam ettirebiliyorum. Günümüz şartlarına göre talebin normal olduğunu düşünüyorum. Kullanmış olduğum keresteleri orman işletmesinden alıyorum. Genel olarak çam ağacı kullanıyorum. Hamur tahtası, kaşık, oklava, baston ve beşik gibi birçok ürün yapıyorum. Evindeki tahta gereçlerin tamiri için gelen çok oluyor. Ürünlerimin hepsini kendi atölyemde yapıyorum. Satışını da burada gerçekleştiriyorum. Dışarı çevreden genelde sipariş gelmez. Bir oklava yapımı 10 dakika, beşiğin yapımı ise yaklaşık 1-2 gün sürüyor.” cümleleriyle ürünleri yapma sürecine ve taleplere değindi.

bucak ömer güner

“Bu işe rağbet kalmadı”

Yalnızca oymacılık yaparak yaşamını sürdüren ve ailesinin geçimini sağlayan Ömer Güner, “4 çocuğum var. Çocuklarımdan bir tanesi arada bana yardım ediyor. Bu işi yaparak 4 çocuğumu büyüttüm. Yaklaşık 60 yıldır bu işi yapıyorum. Artık çok yaşlandım. Benden sonra çocuklarım bu işi yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Benim için mesleğimin zor bir yanı yok. Bucak’ta bu işi yapan tek ben varım. 3-4 çırak yetiştirdim ama onlar da başka işler yapıyor. Bu işe rağbet kalmadı. Fabrikasyon ürünlere talep çok daha fazla.” diye aktardı.

Bir hatıra…

Yarım asırdan daha fazla süredir çalıştığı dükkanın gençler tarafından ilgi gördüğünü aktaran Güner, “Sattığım beşikleri hatıra, süs olarak alan insanlar oluyor.  Gençler dükkâna geliyor, benim ve yaptığım ürünlerin fotoğraflarını çekmek istiyor. Gençlerin ilgisini çekmek hoşuma gidiyor. Bu benim için de bir hatıra oluyor. Belki bu sayede bu işi yapan birisinin olduğu duyuluyordur. Elbette bu işi gençlerimize tavsiye ederim. Bu meslek bir zanaattır.” diyerek mesleğinin gençlerin de icra etmesini umduğunu dile getirerek cümlelerini sonlandırdı.

Mesleği hakkında duygu ve düşüncelerini paylaşan, tecrübelerini aktaran Ömer Güner’e teşekkür ederiz.

bucak ömer güner

Haber ve Fotoğraf ; Evrim Tuna Şahin / Özel Haber

Editör: Evrim Tuna Şahin