YÜKSEK FAİZLER VE OLUMSUZ ETKİLERİ Yıl 1994 yılıydı,



Büyük bir ekonomik kriz vardı. Hükümet yüksek enflasyonla mücadele ediyordu ve sıcak paraya ihtiyacı vardı. Faizleri yükseltme kararı aldı. Rekor faiz 26 Mayıs 1994'te satışa çıkan üç ay vadeli Hazine bonosuna aitti. Yüzde 406.25 yıllık bileşik faizin üç aylık neti yüzde 50 idi. Ardından bir üç aylık daha yüzde 50'den biraz daha düşük faizle bono satışı oldu.

O dönemler Bucak Devlet hastanesinde doktor olarak görev yapıyordum. Haziran döneminde askere gidecektim. 1993 model Broadway arabam vardı. Askerlik döneminde arabaya ihtiyacım olmaz, bu dönemde yüksek faizlerden faydalanayım ve daha sonra yeni bir araba alırım diye düşündüm. Arabamı satıp önce üç aylık net yüzde 50 ve daha sonra da üç aylık net yüzde 40-45 civarında bono aldım. Altı ay sonra izine geldiğimde bu yüksek faizlerle elde ettiğim parayla sıfır Broadway alamadığım gibi 1993 model kendi arabamı bile alamadım.

Fiyatlar fırlamıştı. O zamanlar kendi kendime;

"Nereye gitti bizim paralar" demiştim.

Geçen hafta hükümet faiz yükseltme kararı aldı. Bunun olumlu etkileri olabileceği gibi olumsuz etkileri de olabilecektir. Olan yine garibana ve gelir seviyesi düşük olan vatandaşımıza olacaktır.

Yüksek faiz, serveti yoksuldan alıp zengin kesime aktararak servet eşitsizliğini oluşturan bir araçtır. Kazanç, emek ve alın teri ile oluşurken, faizin olduğu yerde emek hiçe sayılarak büyük adaletsizlikler doğurmaktadır. Faiz bunlarla birlikte toplumda oluşan dayanışma ve yardımseverlik duygularının azalmasına neden olan önemli faktörlerin başında gelmektedir. Sermaye sahibi tefeciler, faiz ile beraber hiçbir risk altına girmeden kazanç elde ederek fakirin emek ve işgücünden yararlanırlar.

FAİZ ARTIRIMI VE İŞSİZLİK

Faiz artırımının istihdam piyasasına etkisinin olumsuz olma ihtimali yüksektir. Çünkü faizlerin artması demek yatırımların durması anlamına gelebileceği için risksiz yatırım varken risk alıp iş yeri açmak yatırımcıya zor gelecektir. Bunun neticesinde yüksek faizden yararlanmak daha avantajlı geleceği için işsizliği artırabilecek etken olarak görülebilir.

FAİZ ARTIRIMININ OLASI ETKİLERİ

– Şirketler borç faizlerini ödeyebilmek için yatırımlarını kısarlar,
– İnsanlar birikim moduna geçerler,
– Borcu olanlar, daha büyük bir borç yükünün altına girerler,
– Bankalardan kredi alanlar zor duruma düşerler,
– İş kurmak isteyen insanlar, risksiz, emeksiz getiri olan bankalara parayı koyup vadeli hesabın getirisi ile geçinme yolunu seçerler, üretim azalır, doğal olarak bu da sanayi ve ekonominin yavaşlaması demektir.

GELELİM YOKSULLUK SINIRINA

Gıda madde fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Şubat 2023 için 11 bin 175 liraydı. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı;

Yoksulluk Sınırı 36 bin 408 lira,
Bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 15 bin 086 lira olmuştur.

Bu oranlar Şubat 2023'e göre...
Şu anda Eylül 2023 itibarıyla fiyatlar artarak tekrar güncellendi.

Haftalık pazar alışverişi, Meyvesi sebzesiydi. Mutfak ihtiyacı, Peynir, zeytin, yağ, çay, bal, yumurta, ekmek, süt, şeker, makarna, pirinç vb ihtiyaçlar, Kasap Et kıyma, Elektrik, Doğalgaz, Su, İnternet,
varsa cep telefonu faturası, En az bir çocuk olsun günlük okul masrafı, Kira, Giyim kuşam, eğer arabası varsa akaryakıt giderlerini siz düşünün artık! Aklıma gelmeyen daha birçok gider vardır.

Şu anda çarşı pazar fiyatları dahil tüm fiyatlar çok yüksek.

KREDİ KARTLARI

Kısa süre öncesine kadar millete kefilsiz kredi verdiniz ve kredi kartı dağıttınız. Kredi kartlarının limitlerini 100-150 bin TL'ye kadar yükselttiniz. Millet ne yapsın geçinemeyince ya kredi çekti yada kredi kartını kullandı. Şimdi de kredi kartının faizini yükseltiyorsunuz.

Bazıları şöyle söyleyebilir;

"Ben kredi kartı kullanmıyorum. Aldığım maaş bana yetiyor"

O sensin kardeşim.

Biz genel konuşuyoruz. Yoksulluk sınırını yukarıda izah ettik. Emekli maaşları 10 binin altında, piyasadaki fiyatlar da ortada. Kiralar 10 bini geçmiş.

Kimse kimseyi kandırmasın...

Faizleri yükseltmekten ziyade önce piyasadaki fiyatları dengeleyin. Herkes kendi kafasına göre fiyatları yükseltiyor.

Bu millet ne yesin?

Taş mı yesin?