Öncelikle tüm doktorlarımızın, hemşirelerimizin, sağlık teknikerlerinin ve diğer emekçi sağlıkçılarımızın ‘14 MART TIP BAYRAMI’ kutlu olsun..

Ben en iyisi susayım, ‘noktasına, virgülüne dokunmadan Uzman Doktor Kadir Sezgin ne demiş?’ bir okuyalım..
 
‘’Doktorlar beğenmiyorsa gitsin denmiş..
Öyle değil o;
Hepimizin bırakıp gittiğini düşündünüz mü hiç??
Patates gibi 3 günde toprakta yetişmiyoruz biz..
Herkes siyasetçi olur ama herkes doktor olamaz
Herkes para kazanır zengin olur, her şeye sahip olabilir ama en basit görünen apandisiti bile alamaz..
Üfürükle, sülükle, kupa çekmeyle kendini kandırırsın ama gecenin üçünde kalp krizi geçirdiğinde fellik fellik doktor ararsın..
Komşun hangi hastalığa hangi ilacın iyi geldiğini güya bilir ama karnı ağrısa ilk kapısını çalacağı yine bir doktordur..
Çocuğun ateşi 39 olunca dörtlüleri yakıp acile koştuğunda bir doktor yarana merhem olur..
Bu ülkede aldığını fazlasıyla veren mesleklerin en başındadır doktorluk. En ağır eğitimler, en zor sınavlar, mecburi hizmetler, nöbetler, uykusuz geceler.. 
Nasıl evlendiğini, çocuklarının nasıl büyüdüğünü bilemezsin.
Özel günlerin, yaz tatilin kış tatilin, kar tatilin yoktur. Asla mesain bitmez.7-24 telefonun açıktır. Bazen ameliyat masasında ömründen ömür gider. Bir hastan kötü olduğunda günlerce uyuyamazsın..
Yani demem o ki; Herkes her şey olabilir ama doktor olmak herkesin harcı değildir. Zeka, dayanıklılık, sabır, beceri, özgüven, her sınavda başarı gerektirir. 
Doktor olmak için harcanan bedel gençliğimizdir, ömrümüzdür..
O yüzden kimse hakkımızda ahkam kesmesin. 
Sağlıkta şiddet, hakaretler, kötü çalışma şartları altında sesiz kalmamızın nedeni de acizliğimizden değil, bizim eğitimimiz, terbiyemiz, efendiliğimizdendir. Sesimiz çıkmıyor çünkü bizler bu toplumunun büyük çoğunluğunun saygısını ve minnet hissini görüyor ve yaşıyoruz.
Ve
Bu ülke, bu topraklar bizim. Atalarımızdan miras kaldı, evlatlarımıza miras bırakacağız. Kutsal vatan toprağında kutsal mesleğimizi icra etmeye devam edeceğiz.
Devletin asli görevi de yetişmiş insanlarına “beğenmiyorsanız gidin” demek değil, hayat şartlarını, çalışma şartlarını kolaylaştırmak, insanına sahip çıkmaktır..
Saygılarımla...‘’

Sosyal Medya Facebook üzerinden duygu ve düşüncülerini paylaşan KBB Uzmanı Doktor Kadir Sezgin’i öncelikle medeni cesaretinden ve mücadeleci ruhundan dolayı takdir ediyorum.. 

Peki, ben ne düşünüyorum?

Valla 2022 yılında sağlıkçıların üzerinde şiddet-taciz-mobbing gibi yaşananları kabul edilemez buluyorum..

Onca olumsuz gerekçeler karşılığında doktorlarımızın, hemşirelerimizin yurtdışına çıkmalarını da doğru bulmuyorum..

Kabul edelim ki 20-30 yıl öncesine dayanan, duygusal mirasla bugünlere taşınan ‘NEGATİF İMAJI’ doktorlarımız hala taşımaktadır..

Neydi o günlerde yaşananlar?

Halk tabiriyle AMELİYAT BIÇAK PARASI, ÖZEL MUAYENE PARASI gibi hususlar doktorluktan öte TÜCCAR gibi algı oluştu..

Neden o algı vardı?

O dönem SGK bugünkü gibi sağlık harcamalarını tam değil; ya eksik karşılıyor ya da hiç karşılamıyordu. Derdine deva arayan yoksul insanlarımız bayağı müşkül durumu düşüyorlardı..

2022 yılında ise doktorlarımız ve sağlık emekçilerimiz, ‘HALKA ŞİFA DAĞITMAK’ için canla başla çalıştıkları COVİT döneminde net olarak kanıtlanmıştır. Devletimizin başkanı, diğer yetkililer ve vatandaşlar ayakta sağlık emekçilerini alkışlamışlardır.. 

Son sözüm: Doktorlarımızı, sağlık emekçilerimizi kaybetmeyelim, KAZANALIM..

Haftaya başka bir yazımda görüşmek üzere sağlıkla ve sevgiyle kalın..

SOKAK GAZETECİSİ
Bucak-BURDUR