2014 yılında siyaset artık panayır yerine döndü.. Kimin eli kimin cebinde belli değildir..

Sence siyaset nedir?
Valla siyaset, siyasetçi öyle tek cümleyle tarif edilecek kadar hafif, basit değildir. O kadar karmaşık ki sorma gitsin..
Peki, 2014 yılında siyasetin temel belirleyicisi ideoloji mi yoksa başka faktörler mi?
İdeoloji ‘’laf olsun torba dolsun’’ misali şeklen vardır. İşte Kemalist ideoloji, işte liberal ideolojisi, işte hem liberal hem dindar hem de gelenekçi ideoloji, işte mezhepçilik ideolojisi, işte etnikçilik ideolojisi…
İdeoloji ne demektir?
Valla eski Grek dilinden batı diline geçtiğini bilirim.. İdea sözcüğünden türemiş olup fikir, düşünce anlamındadır, yani fikir bilimi, düşünce bilimi oluyor..
Sol ideoloji yani sosyalist ideoloji ne oldu?
Lenin, Mao, Enver Hoca, Fidel Castro dünyada ilk uygulayıcıları olup 1920-1980 yılları arasında hüküm sürmüş ancak iflas etmiştir.
Neden?
Yenilenme, değişme, daha ileriye bakma vizyonunu kaybettikleri için olsa gerek..
Kim kazandı?
Tabii ki birisi kaybediyorsa, bir kazanan çıkacaktır.. Kapitalizm kazandı. 2014 yılında tüm dünyada hakimiyet kurmak için atılımları ‘Globalizm’ adıyla sürdürmektedir.
Türkiye’de siyaset özellikle Cumhuriyet dönemi boyunca nasıl şekillenmiştir?
Çok partili seçimlere kadar yani 1945 yılına kadar Mustafa Kemal’in kurucucusu olduğu CHP yönetmiştir. Daha sonraki tüm çok partili seçimlerde sağ odaklı partiler ülkeyi yönetmiştir. 2014 itibarıyla CHP çok sorunlu ve asla iktidar olamayacak bir parti olarak yaşamını sürdürmektedir. 
2014 yılında siyaset hangi eksen üzerinden yürütülmektedir?
Maalesef tüm İslam ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de siyasette dominant olan mezhepçiliktir. Kısaca Sünni mezhebi üzerinden siyaset yapılmaktadır. 
Anladım, şu bizim devrimcileri bir anlatsan?
Benim bilebildiğim kadarıyla 1970’li yıllarda başlayan bir hareketti. Deniz, Yusuf, Hüseyin sembol isimlerdir. Ulan benim ergenlik-yarı gençlik yıllarıma rastladı.. Yandık ki ne yandık..
Niye?
Ulan devrimciysen sırtında parka eksik olmaz, kız arkadaşın olmaz, böylece zayıf insan intibası yansıtılmazdı.. İşte hep marşlar söylenirdi anlayacağın.. 
Niye devrimcilerin kız arkadaşı, flört gibi olayları olmaz mı?
Olmaz, çünkü zaman yok o duygulara.. Halk önderleri, halk kahramanları bu işlerle uğraşmaz..
Vay be!
Ve tersi olursa en kötü damga yenir.
Nedir o?
Zayıf devrimci karakteri yapışır üzerine ve muhallebi çocuğu olursun..
Dev-Genç vardı o dönemde sonra bölündüler Dev-Sol ve DHKPC diye falan.. Bugün hala Dev-Genç canlandırılmaya çalışılıyor, bir geleceği var mıdır?
Asla yoktur. 
Neden?
Arkalarında halk yoktur da ondan..
İslam ülkelerinde halkın oyuyla sol iktidar geldi mi hiç?
Benim bildiğim yoktur. Ancak silahlı güçleri arkasına alan sol akımlar iktidara gelebilmişlerdir. İşte Saddam, işte Kaddafi, işte Esad..
Ama hepsi devrildi. Çünkü halk yoktur..
Peki, bu batı ülkelerinde din ve siyaset ilişkisi nasıl çözülmüş?
Ohhh çok kan dökülmüştür. Yüzyıl süren mezhep savaşları yapılmıştır. Hıristiyanlıkta Protestan, Katolik ve Ortadoks olarak 3 ana mezhebe ayrılmıştır. 2014 itibarıyla kilise artık devlet işleyişinde, siyasette tamamen devre dışı kalmıştır. Eskiden iktidar kilise onayından geçerken artık bugün sadece sembolik tören yapılır. Sandığa giden halk, oyuyla bir siyasi partiyi iktidara taşır.
Türkiye’ye dönersek siyaset-din ilişkisi ne zaman biter?
Asla bitmez. İslam dininin yapısında devleti yönetme iddiası vardır. Kutsal kitabın birçok yerinde suç ve cezaları sıralanmıştır.
Ehee Mustafa Kemal’in ısrarla istediği ve cumhuriyetin temel taşı olarak gördüğü ‘Laiklik’ bu durumu önlemeye yetmiyor mu?
Yok.. Aksine 2014 itibarıyla ‘laiklik’ tamamen itibarsız ve etkisiz hale gelmiştir. İnancı gereği, inanç özgürlüğü bağlamında her türlü şov serbesttir..
Sence laiklik tam olarak nedir?
Siyasetin doğal işleyişinde dinin araç olmasını önlemektir.
Oldu mu?
Hiç tam olamadı ama olmaya çalıştı..
Çok partili hayata geçişten sonra laikliğe aykırı gösterilerde nasıl bir aşama izledi?
Valla Menderes dönemini görmedim. Ama Demirel döneminde elinde kutsal kitabımız Kur’an Kerim meydan, meydan dolaşıldığını biliyorum.. Sonra ibadet yerleri işte mescit, işte camiler siyasetin etkin kullanım alanı haline geldi.. En son aşamada ise Cami önünde yüzlerce kamera karşısında siyasi demeçler ve mitingler… Daha ne diyeyim..
Türkiye’de şimdiye kadar yapılan çok partili seçimlerde sol blok partilerin toplam oyları sağ blok partilerin toplam oyunu hiç geçmiş mi?
Maalesef hayır! Türkiye’de 1950 yılında beri yapılan çok partili seçim sonuçlarını aşağıya çıkardım. Seçim tarihleri ve en fazla oy alan blok dağılımı: 
1950-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar.
1954-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar. 
1957-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar.
1961-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar.
1965-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar.
1969-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar. 
1973-sağ blok partiler en fazla oy alıyorlar 
1983, sağ blok en fazla oy alıyorlar.
1987, sağ blok en fazla oy alıyorlar.
1991, sağ blok en fazla oy alıyorlar.
1995, sağ blok en fazla oy alıyorlar.
1999, sağ blok partileri en fazla oy almış ama sol blokta yer alan parti en fazla oy alan parti durumunda. (sol blok yani DSP 30 milyon seçmenden 7.7 milyon oy almış)
2002, sağ blok partiler en fazla oy almış durumda. İşin kötü yanı hem 2007 hem de 2011 yılında yapılan seçimde bu tablo yine değişmemiş. İstatistikler gösteriyor ki 2015 yılında da değişmeyecektir..
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
2014 yılında basılan ‘DÜŞ’e Yazdım’ kitabından alıntıdır. Yakın geçmişi bazen anımsamakta fayda vardır kanaatindeyim..  

Bu haftalık bu kadar olup haftaya görüşmek üzere sağlıklı ve sevgiyle kalın..

Sokak Gazetecisi
Ömer Özdamar