Kaya, Nevşin Mengü'nün YouTube programında, Seçil Erzan'ın tehdit ve darp iddialarına yanıt verdi. Kaya, Erzan'ın savcılık ifadesinde kendisine yönelttiği "Dövdü", "Tehdit etti", "Parasını fazla aldı" gibi iddiaları yalanladı. Kaya, Erzan'ı dövmediğini belirterek, "Böyle bir şey yapmadım" dedi.

Kaya, Erzan'dan fazla para aldığı yönündeki iddiaları da yalanladı. Kaya, sisteme 4 milyon 100 bin dolar yatırmasına rağmen parasını kurtaramadığını ve 500 bin dolardan fazla alacağı olduğunu anlattı. Kaya, tüm dekontların elinde olduğunu belirterek, "Nasıl biri olduğumu bildiği halde iftiralar atan kişilere gerçekten çok kırgınım" diye konuştu.

Kaya, fon vurgunu soruşturmasında yaşadıklarını şu şekilde aktardı:

"Benim bir eşim var, benim çevremdekiler bunu bilir ben eşim olmadan bir yere gitmem. Ben neden şiddet uygulayayım? Benim annem var, eşim var, yeğenlerim var. Bununla ilgili kanıtlarım var elimde. Suskunluğumu bozuyorum şu an çünkü böyle bir şey yapmadığım için kendimi ifade etmem gerekiyor. Benim için kadına şiddet, kadını tartakladı diye itham etmesinler. Çünkü ben böyle bir şey yapmadım.

Semih Kaya Seçil Erzan ile nasıl tanıştı?

Ben 2011 yılında Galatasaray A Takımında oynamaya başladığımda, Denizbank'ta hesabım açıldı. Elde ettiğim kazadığım paralar kulübümden Denizbank'ın Florya şubesine yatmaya başladı. Her oyuncunun olduğu gibi, sponsor bankamız olduğu için Denizbank'ın hesaplarına yatırılıyordu.

Ben oradan kendisiyle iletişime girdim. Müşteri - Şube Müdürü olaraktı. Benim tanışmam bu şekilde başladı. Ben bankacıya güvenmiyorum, bankaya güveniyorum. Bankacı orada belirli sözleşmelerle, bana belirli şekilde paramın değerlendireceğini söylediği için ben bankaya güveniyorum. Benim güvendiğim kişi Seçil Erzan değil, paramı yatırdığım bankadır, o isimdir.

O kişi bana, resmi olarak sözleşmelerle kontratlarla paramın değerleneceğini söylüyorsa ve benim başka bir fonda olup biliyorsunuz KKM'de bulunan paramı daha iyi değerlendireceğini söylüyor ve sözleşmelerle kanıtlıyorsa...

"Kendi kişisel fonum olacağını söyledi"

Denizbank'ın kendi bünyesinde çalışan KKM'yi idare ettiğini söyleyen kişiyle ben iletişime geçtim. O kişi de çok saygılı kişilikli birisi. Bana KKM'nin ne kadar getirileri olacağını söyledi ve ben de buna imza attım. 1.2 milyon Euro'luk meblayı ben KKM'ye koydum. Bu işlemi yaptıktan 15 gün sonra da Seçil Erzan kendi odasında bana, bundan daha iyi getiren bir fon olduğunu söyledi.

Bana belgeleriyle, dökümanlarıyla bunun resmi olduğunu kanıtlar şekilde belge sundu. Antetli, kaşeli, kendi imzalarının bulunduğu belge. Bunun garanti olduğunu, hiçbir riskinin olmadığını, yasal şekilde uygulandığını, bankanın özel müşterilerine istisnai durumda yapıldığını söyledi.

Böyle bir kurumun, şube müdürünün belge-dökümanlarla birlikte hiçbir şekilde şüpheye kapılmazsınız. 'Terim Fonu, Fatih Terim fonu' demedi, kesinlikle böyle bir şey olmadı. Bunun benim kendi kişisel fonum olacağını söyledi.

"Tefeci olarak suçlanıyorum, kadın dövüyor diye suçlanıyorum"

Bana ödediği bütün her şeyi ben resmi olarak kendi hesabıma yatırdım, dekontları elimde. Kendi ana paramı istedim ben. Mesajlarda gördüğünüz üzere, kimseden bir şey gizlediğim de yok. Konuşmadığım için üstüme geliniyor, benim kendimi savunmam gerekiyor. Ben sustuğum için insanların gözünde farklı şekilde lanse edilmek istemiyorum. Benim hayatım boyunca yapmak istediğim bir şey vardı, çocuklar beni örnek alsın, bir şeyleri başarabileceklerini görsünler istedim.

Şu an gelinen noktada bütün Türkiye beni 'kadın döven, şiddet uygulayan, şiddet yanlısı' Ya ben 10 gündür tefeci olarak suçlanıyorum, kadın dövüyor diye suçlanıyorum.

Bunu Selçuk abiye sorabilirler. Ben kesinlikle bahsetmedim böyle bir şeyi. Savcılığa sorabilir, emniyet müdürlüğü sorabilir, onun ifadesini de alabilirler. Böyle bir şey olduysa dürüstçe çıkıp söylesin. Benim değer verdiğim, kaptanlığımı, abiliğimi yapmış birisi.

"Aksilikler olmaya başladı, üzerine gittim"

Taahhüt ettiği zamanlarda aksilikler olmaya başladı. Ben de hayatım boyunca emek verdiğim parayı tabi ki de bırakmamam gerekiyor, işkillendim. Ve bunun üzerine gittim.

 

Editör: Evrim Tuna Şahin