Millet aç beyler.
Asgari ücret artışı işçi için çok yetersiz ama işvereni de fazlasıyla dara soktu. İşçi çıkarımları, ücretsiz izinler başladı.
Senenin ortasında konuşulmaya başlanıyor , asgari ücret şu kadar olmalı diye.
Elli tane toplantı yapılıyor,haber kanallarında programlarda saatlerce analiz yapılıyor. Sanki savaş kararı alınıyor.
Tek sorun,asgari ücretin arttırılması mı idi?
Günlerce bu konu ile oyalandık.
Artışın ne kadar olacağını zaten dürüst siyasette enflasyon oranı kendiliğinden belirliyor.Artış oldu ve tekrar olacak , tüm problem çözüldü mü?
Muhalefet de dahil öyle bir empoze ediliyor ki, asgari ücret arttırılınca işçi rahatlayacak, devletin cebinden mi çıkıyor asgari ücret?
İşçi rahatladı mı, maaşına zam gelmeden tüm temel ihtiyaçlarına ekstra zam geldi.
Emekli maaşına önce yüzde yirmibeş zam yapıldı nabız yoklar gibi hemen akabinde , kendi seçmenlerinden de yüksek sesle tepkiler gelince yüzde otuza çıkarıldı zam miktarı.
Dalga mı geçiliyor emekli ile…
Eyt kabul gördü evet haklarıydı zaten.
Ne mi oldu?
İşveren işçi çıkarmaya başladı, ücretsiz izinler çoğaltıldı, ev sahipleri kira artışını istediği miktara getiremeyince kiracılarına evi boşaltması için baskı uygulamaya çalıştı.
Kendi meslek sektörümde takip edemediğimiz fiyat artışlarında ARA zam, yüzde yüze çıkarıldı ve üç ay sonrasına ne olacağına dair söz verilemedi bu fahiş zammın gerekçesi de asgari ücrete yapılan zam idi.
Biz ne yaptık ya da yapacağız, bu zamları mecburen emekliye, memura,işçiye yansıtacağız,saadet zincirinin son halkası olarak.
Biz dedik, iktidar yaptı.
İyi de muhalefetin görevi ne?
İktidar rol mu kapmış oldu?
Peki bu maaş zamlarıyla her şey güllük gülistanlık mı oldu?
Madem bu kadar rol kapan bir iktidar var karşınızda daha fazlasına zorlayın iktidarı.
Bunları yaptırdık, görevimiz muhalif partiler olarak bitti mi?
Muhalif partiler olarak tek göreviniz bu mu?
Seçim takvimi belirlenmeden aday açıklanması mantıksız , hemfikiriz de içinizdeki kargaşayı bu kadar deşifre etmek zorunda mısınız?
Mevcut oylarınızı hesap etmektense , oranı arttırmak adına güven ortamı oluştursanız, kavgalarınızı içinizde etseniz , halk size güvense…
Takip edemez olduk siyasette neler olduğunu.
İstikrar güven arzeder.
Fırsatçı diye nitelendirdiğimiz tüccarlara, işverenlere, ev sahiplerine ağzımızı açamaz olduk. Yarına güvenimiz kalmadı.Zamları takip edemez olduk. Saldık çayıra, mevlam kayıra da diyemiyoruz sorumlu bir birey olarak.
Bu kargaşanın tek sorumlusu var.
Siyasetçiler.

Hükümetin , siyasetçilerin görevi halka güven arzetmektir.
Muhalefet de bunu desteklemelidir.
Güvenin olmadığı yerde, yarınını göremeyen insan gününü kurtarmak için yaşar, geleceğe dair beklentisi olmaz, olamaz. Bu psikolojideki halktan destek, üretim bekleyemezsiniz kendi iktidarınızda da olsa.
Beyler, egolarınızı bir tarafa bırakın ve bu halk biraz da olsa gün yüzü görsün, umutları yaşama sevinci tekrar yeşersin.
Atın şu koltuk sevdanızı bir kenara.