Yıl 2014, aylardan Mayıs, saat 19.00 sularında, İstanbul Anadolu Otogarı 14 no'lu perondan Antalya-Alanya istikametine giden otobüse bindi. Son anda bilet aldığı için koltuk numarası arka kapının hemen önündeydi. En arka 5'li sırada sadece 2 yolcu vardı. Kahverengi, 2 saplı, orta büyüklükte, takriben 5 kiloluk bir el çantası hemen onun üstündeki el bagajında duruyordu. Kahverengi el çantasını, otobüs saatine beklerken 2 kişiyle beraber geldiğini bir anda anımsadı. Çünkü çantayı taşıyan 2 kişi son model Mercedes bir araçla geldiler ve doğrudan otobüse bindiler..

Otobüs hareket etti, E-5 yoluna çıkarken konuşmaları duymaya başladı:

'Baran hemen telefon etsinler, otobüs hareket etti, Gebze'de beni beklesin..'

Karşı taraf ne dediği bilinmiyor..

Baran, kardeşim anlamadın mı hala? Otobüs hareket etti, Gebze'de beklesin beni..

Kim mi gelecek?

Sen boş ver onu, biliyor o kendisini, senin işin Gebze'ye telefon etmek..

Tamam, hele şükür anladın..

Tuzla geçildi ya da geçilmek üzere iken telefon çaldı..

-Buyurun..

-kim?

-Evet, ben Mahmut..

-Nereye?

-Dedim ya, Barana..

-Vay öküz vay..

-Hadi ya, dönünce ben onun ağzını yüzünü dağıtayım, bir insan bu kadar mı avanak olur?

-Tamam o zaman, sorun yok, Gebze'de işi hallederiz..

-Aman ha, sıkı tembih edin, 50'lik ve 20'lik dolar banknot olsun..
Arka sırada oturan 30 yaşlarında, kirli sakallı, blucin giyen, hafif tıknaz kişi Mahmut idi, diğeri ise sessizce oturuyordu..
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Gebze otogarına giren otobüs durdu ve mavin bağırdı:

''Sayın yolcular kimse ayrılmasın, hemen kalkış yapacağız..''

Mahmut ve yanındaki hemen onun üstündeki bagaj yerinden çantayı aldı ve aşağı indi. Camdan görebildiği kadarıyla hafif karanlık yerde park halinde olan bir aracın yanına gitti. Araçtan 2 kişi indi ve bunlar araca bindi. Araçtan inen 2 kişi otobüse doğru yöneldiler. Leopar derisi manto giymiş kadın ile takım elbiseli ve mora çalan mavi atkılı adam en arkaya oturdular..

Yine bir çanta var adamın elinde ve kadınla kendi arasına çantayı koydu. Ağır makyajlı, parıltılı, ışıltılı kadın bir süre sonra montunu çıkardı ve yine onun üstündeki bagaja koydu. Kadının parfümü neredeyse otobüse kaplayacak kadar etkiliydi..

Mavin arkadan otobüse bindi ve yolculara sordu:

-'Siz Gebze biletsiniz değil mi?

Adam yanıtladı:

-Evet

-Çantayı isterseniz koyalım şuraya, sizi rahatsız etmesin..

-Yok, teşekkürler..

Ve otobüs hareket etti..

Işıklar söndürüldü, herkes uyku moduna geçti artık. Kadın bigane olarak camdan dışarı bakıyordu.

Sabahın erken saatlerinde gözünü bir açtı ki Antalya girişi Düzler Çamı kavşağında otobüs durdurulmuş ve sivil-resmi üniformalı polisler otobüse binmişler ve kimlik kontrolü ve bagajlara bakıyorlar..

Arkamı döndüm ne o kadın, ne de o adam yerlerindeydi. Çanta arkadaydı ve giysisinde narkotik yazan polis sordu:

-'Bu çanta kimin?'

Ses yok.

O hafif kısık sesle:

-Memur Bey, arkaya bir kadın ve bir erkek Gebze'de o çantayla bindiler ama neredeler bilmiyorum..

Çanta içinde uyarıcı haplar ve muhtelif uyuşturucu vardı..

Çantanın sahibi çıkmadı. Otobüs Antalya otogarına geldi, o indi ve tam valizini alırken camdan bir de ne görsün:

''7-8 no'lu koltuklarda oturan o adamla, o kadındı..''

İçinden Allah! Allah! Benzettim herhalde diyerek otogardan ayrıldı..
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Evet, diziler tatile girdi, okullar tatile girdi, ben de 2 aylık tatile gireyim bakayım..

Eylül ayında buluşmak üzere herkese güzel yaz ayları dilerim..

İlla ki takip etmek isterseniz sosyal medya mecralarından resimler-videolar paylaşırım..
İnstagram: @omerozdamar
Facebook: https://www.facebook.com/omerozdamar62
Tiktok: https://www.tiktok.com/@omerozdamar15

SOKAK GAZETECİSİ
Bucak-BURDUR