Son yıllarda yaşanan salgın, enerji ve hammadde maliyetleri, enflasyon ve savaş
gibi birçok sebepten dolayı esnaflarımız her zamankinden daha fazla sorunla
mücadele etmektedir. Son olarak döviz kurlarında yaşanan oynaklık, girdi
maliyetlerinde yaşanan artışlar ve üretimde meydana gelen düşüşler nedeniyle
şeker fiyatlarına gelen zamlar, şekeri hammadde olarak kullanan
esnaflarımızın işlerine büyük darbe vurmuştur.
Devlete ait şeker fabrikalarında çuvalı 280 lira olan 50 kilogramlık şeker, özel
sektör fabrikalarında çuvalı 680-700 lira artı nakliye ücreti karşılığında
satılmaktadır. Yaşanan bu durum, şekerli mamul üretimi yapan pastacı, tatlıcı ve
şekerci esnafını son derece zor bir durumda bırakmaktadır. Adeta karaborsaya
düşen şeker tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle üretim yapamayan
esnaflarımızın üretim yapabilmek için market market gezerek şeker toplamaya
başlamışlardır.
Yaşanan bu kriz ne yazık ki göz göre göre gelmiştir. Türkşeker bünyesinde
bulunan 25 şeker fabrikasının 10 tanesi 2018 yılında bütün itirazlarımıza
rağmen özelleştirilmiştir. Bunun sonucunda 2021 yılında şeker pancarı üretimi
yüzde 21 düşerek 18 milyon 250 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Özelleştirmeler
öncesinde pancardan şeker üreten şirketler içerisinde yüzde 65 paya sahip
olan Türkşeker’in payı günümüzde yüzde 35'e kadar gerilemiştir.
Özelleştirme sürecinde hem çiftçinin zarar göreceği hem de üretimdeki
düşmenin tüketiciye yansıyacağı uyarılarına rağmen, alelacele, yok pahasına
yapılan satışların sonuçlarını, zarar eden çiftçi, işten atılan emekçi ve şekeri
daha pahalı tüketen vatandaşlarımız yaşamaktadır.
Seçim bölgem Burdur’da da özelleştirmeden şans eseri kurtulmuş bir Şeker
Fabrikası olmasına rağmen Burdur esnafı da şeker krizini yaşamaktadır.
Söz konusu kriz bir an önce çözülmeli ve Burdur esnafımızın şekere
ulaşması kolaylaştırılmalıdır.
Sonuç olarak, Türkşeker tarafından arz miktarı arttırılarak üreticiye destek
olunmalı ve üreticiye uygun fiyatlı şeker satışı yapılarak esnaflarımızın sorunları
bir an önce çözülmelidir.