Neredeyse 45 gün geçti, KORONA illeti ve tedbirleri sürecinde..

İyi yapılan da vardı, yetersiz yapılan da, amma öyle, amma böyle ana hatlarıyla dünyadan ayrışan farklı bir modelle bugünlere geldik..

Neydi bu Türkiye modeli?

0-20 yaş ve 65 yaş üzerini koruma altına alalım yani sokağa çıkma yasağı içinde tam karantina uygulayalım, kalan grubu (20-65 yaş arası) mümkün olduğunca izole ederek fakat yaşamı da bir şekilde sürdürerek en az hasarla bu salgını atlatma hedeflendi..

Bu modelin diğer ülkelerden ayıran en temel farkı neydi?

‘’Ne çok sıkı, ne de çok gevşek’’ diyebilirim..
  
Geçen zaman Türkiye için bu modeli doğru olduğunu gösterdi mi? 

Modelin amacına uygunluksa doğrudur. 

Nedir modelin amacı?

‘’Üretim durmasın’’

Elbette uygulanan her modelde olduğu gibi Türkiye modelinin de ‘eksi’ tarafı vardır..

İlk gözüme çarpan esnaflar oldu..

İşte berberlere, kahvehanelere, cafelere, lokantalara (paket servis hariç) kapat kararı verildi. Devlet bir karar verdiyse mutlaka mağduriyeti gidermelidir. 

Nasıl?

Bu esnafların kira bedeli ve asgari geçimi için belli bir meblağ ödenmelidir..

Ha keza sosyal güvenlikten yoksun esnafların iş yerinde çalışan ve kapanma yüzünden işsiz kalan gündelikçi-haftalıkçı insanlara da her ay, en az 1.000 (bin) TL ödenmelidir..

Bu modelin kimine göre eksi tarafı olarak addedilen özelliği ‘zamana yayılmasıdır..’

Ne demek bu?

Birçok ülke Mayıs sonu Haziran başı tedbirleri biraz gevşetirken bizim tedbirler yaz boyunca sürebilir. 

Neden?

Enfekte olan kesim 20-65 yaş arası olduğu için en az 2/3’si asempton ve az sempton ile virüs enfektesini atlatmaktadır. Hastanelerde yığılma olmaması bu yüzdendir. Kısaca tüm toplum enfekte olmuyor, Yazın ise 0-20 yaş ve 65 yaş yukarısı enfekte olmaya başlayacaktır..

Eheee..

Hani bir laf vardır ya, ‘’Turpun büyüğü heybenin dibinde’’ misali yazın tantana büyük olabilir. Tek şans o zamana kadar aşı ya da etkili ilaç bulunursa ne ala..

Tamam, yazının son bölümüne komplo teorisi yazmazsam olmaz..

İlk gün iddia ettim, hala aynı noktadayım.. 

‘Bu virüs laboratuar ürünüdür..’ 

Varan-1: Aşıyı kim bulursa fail odur..

Varan-2: Bu hengameden kim karlı çıkarsa virüste parmağı vardır..

Varan-3: Virüs karadan ve aynı zamanda havadan da salındığını düşünmekteyim.. 

Varan-4: algoritmalarla, yapay zekalı bilgisayar üzerinden daha başka virüsler üretebileceklerini varsayıyorum..

Bir dahaki yazımda buluşmak üzere sevgiyle ve sağlıklı kalın! 

SOKAK GAZETECİSİ
Ömer Özdamar