Evet. İstersen işin felsefi yanına şöyle bir göz atalım önce..

Kedilere, köpeklere ‘’ahde vefa’’ ilkesi gereğince insanoğlu tarafında bakılması ve korunması şarttır..

Neden?

Çünkü 5 bin yıl önce köpekler, 1.500 yıl önce kediler evcilleştirilmiş ve insanoğluyla ‘müşterek hayata’ başlamıştır.. 

İnsanoğlu neden buna ihtiyaç duymuş da doğal hayattan kopartılarak bu hayvanlar evcilleştirilmiş? 

Çünkü insanoğlu dağda, bayırda kendini güvende hissetme ihtiyacını gidermek için köpekleri evcilleştirmiş sonra da hem yiyeceklerini korumak hem de veba hastalığını önlemek için farelere karşı kediler evcilleştirilmiştir.. 

Diğer yandan kediler için o kadar çok kutsal rivayetler anlatılır ki saymakla bitmez..

Mesela; Peygamberimiz namaz kılarken, önünden yılanı alıp giden kediye sırtın yere gelmesin dediği hep söylenir, hep anlatılır. Hakikaten kediyi ne kadar yüksekten atarsan at, genellikle ayaküstü düşer. Elbette kedinin fiziki özelliği burada belirleyici olandır ama kutsal anlamlar da yüklenmiştir..

Bir diğer rivayet ise 7 kedi besleyenin mutlaka cennete gideceği hikaye edilir ya da rivayet edilir.

Tüm bunlardan apayrı diyorum ki vahşi doğal hayattan çekip, alınan kedi ve köpekler kullanılmış, kullanılmış, kullanılmış, Sonra 2020 yılında artık ihtiyaç kalmadığı için ne görülmek isteniyormuş ne de bakılmak isteniyormuş…

Kedi-köpekleri korumak ve bakmak zorunluluğunu hissedelim. Bunu yapamıyorsak bari biraz saygı, biraz sevgi gösterelim.

Nihai çözüm önerim:

Birçok Avrupa şehrinde sokakta, caddede başıboş ne kedi ne köpek gördüm.. 

Peki, bu kedi-köpek meselesi nasıl çözülmüş?

Sordum, araştırdım, bu çerçevede Türkiye olarak yapmamız gerekenler:

Öncelikle devlet kedi-köpek yasası çıkaracak ve bir kurumu görevlendirecek. Bu kurum belediye olabilir, tarım ve hayvancılık müdürlükleri olabilir ya da yeni bir kurum oluşturulabilir..

Bu kurum tarafından İLK ADIM nüfus (popülasyon) sayılacak, İKİNCİ ADIM Türkiye’de yaşayan ne kadar kedi-köpek varsa en az yüzde 90’nına kısırlaştırma operasyonu yapılacak ve SON ADIM ise koruyucu aşılarla; ister şehirde, ister kırsalda kalan hayatını idame ettirecekler..

İnşallah TBMM’de bekleyen hayvanlarlar ilgili yasa bu ay sonundan ya da en kısa zamanda çıkar.. 

Başka türlüsü tamamen palyatif çözüm olur, asla memnuniyet sonucuna götürmez..

Bilgi notu: Son 15-20 yıldır kendi evimin bahçesinde yüzlerce kediye bakılmıştır, kısırlaştırılmıştır, koruyucu iğne yapılmıştır, halen, bugün itibarıyla 20’ye yakın kedi evimin bahçesinde yaşamına devam etmektedir..  

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Söz vermek suya yazmak gibidir. Yazılı sözlerden vazgeçmeyin..

Bir dahaki makalemde buluşmak üzere sevgiyle ve sağlıklı kalın! 

SOKAK GAZETECİSİ
Ömer Özdamar