Yeniden merhaba,
Türkiye gündemi o kadar hızlı değişiyor ki akrebin yelkovanı kovaladığı her an karşımıza yeni bir gündem beliriveriyor. Yoğun gündem başlıkları arasından bu hafta seçtiğim konu ise yılın belli zamanlarında gündem olan sonra unutulup giden bir konu…
Tarım ve Orman Bakanlığı 2012 yılından beri yılın belli zamanlarında taklit ve tağriş(ürünlere temel özelliğini veren maddenin çıkarılması veya bu madde yerine aynı değeri taşımayan başka bir maddenin katılması) yapıldığı tespit edilen ürünleri yayınlayıp firmaları ifşa ediyor. İlk kamuoyu duyusunun yapıldığı 2012 yılından bu yana 1.609 firmaya ait 3605 parti ürün tespit edilmiş ve bu ürünlerle ilgili tüketici bilgilendirilmiş. Yine bakanlık tarafından 15.09.2020 tarihinde “Kamuoyuna Duyurulur” başlığı ile bir liste yayınlandı. Bu liste ile taklit ve tağşiş yapıldığı tespit edilen ürünlerin ve firmaların listesi kamuoyuyla paylaşıldı. Sadece 15.09.2020 tarihinde yayınlanan listede bile Türkiye genelinde toplam 91 firmaya ait 113 parti ürün bulunuyor. Üstelik bu sadece resmi rakamlar merdiven altı diye tabir edilen ürünler bu listede yer almıyor. Durum o kadar vahim…
 
UNUTULAN VE MUHTEMELEN YİNE UNUTULACAK OLAN GERÇEKLER
            Yıllardır kırmızı biberden kiremit tozu çıkıyor, beyaz peynire kireç katılıyor, bala şeker katılıyor, köfte, sucuk veya döner gibi et ürünlerinde at eti tespiti yapılıyor. Bilindiği gibi başta kanser olmak üzere pek çok hastalık da bu tür ürünlerin bizler tarafından tüketilmesinden dolayı artıyor. Ancak galiba toplum olarak artık alışmışız ya da bir şekilde alıştırılmışız ki yazının başında dediğim gibi şu an her ne kadar gündem olsa da bir süre  sonra fark etmeden bize neler yedirildiğini unutuyoruz.  
DİLSİZ ŞEYTAN!
Gelelim bu konunun bizi ilgilendiren boyutuna. Maalesef bu listede Bucak’tan firmalar da yer almaya devam ediyor. Geçtiğimiz Haziran ayında yayınlanan listede Bucak’tan 4 firma yer alırken, yeni yayınlanan listede ise 1 firma yer alıyor. Burada firmaların isminin anılmasından ziyade bence önemli olan sürekliliğin önüne geçmek ve bir sonraki yayınlanacak olan listede ilçemizden hiçbir firmanın yer almamasını sağlamak olacaktır. İşin bu kısmı firmaların üzerine düşen sorumluluk boyutudur. Firmaların halkın sağlığını tehlikeye sokacak davranışların son bulmasını sağlamaları gerekmektedir. Halk olarak bizim sorumluluğumuz ise kurallara aykırı davranıp, sağlığımızı tehlikeye sokan firmaların fark edilmesi halinde gerekli şikayetlerin yapılması olacaktır. Çünkü söz konusu sağlıksa gerisi teferruattır. Kendimize ve topluma karşı yapılan haksızlığa karşı susmak, bizlerin de o haksızlığa ortak olması demektir. Çünkü hadiste de denildiği gibi haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Dilsiz şeytan olmamak için sağlığımızı hedef alan bir haksızlık olduğunda üzerimize düşen sorumluluğu yapmalıyız.
Bir sonraki yazıda tekrar görüşmek üzere…
 
AVUKAT HASİBE DERYAL