HAFTAYA KISA BİR BAKIŞ
Yine yeniden merhaba ,
Türkiye gündemi malum sürekli bir değişim içinde. Bir gün öncenin gündeminin bir gün sonraya kalmaması bir yana saatler içindeki gündemler bile birbirini tutmuyor. Bu hafta yeni anayasa tartışmaları, milli uzay hamleleri, mutasyonlu virüsün giderek etkisini artırması , Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan gelişmeler ve daha nice konular gündemde. Dediğim gibi sürekli olarak gündem değişiyor ve gündeme ayak uydurmaya çalışan halk gerçeklerden uzaklaşmaya başlıyor. Bizler gündemi takip ederken arka planda ne değişiklikler olduğunu  maalesef aylar sonra fark ediyoruz. İşimiz siyaset değil karşılıklı olarak olmasa da satırlarla sohbet etmek tabi ki.  Bu yüzden bu hafta milli uzayın bize neler katabileceğine ve anayasa tartışmalarına değineceğim. Bu hafta itibariyle Milli Uzay Programı adı altında toplam 10 hedeften oluşan bir program hayatımıza girdi. Peki nedir bu Milli Uzay Programı?  Milli Uzay Programı, Dünya’daki gelişmeleri dikkate alarak, ülkemizdeki mevcut potansiyeli değerlendirmek üzere ülkemizin uzay politikaları alanındaki vizyonunu, stratejilerini, hedeflerini ve projelerini, koordineli ve entegre olarak yürütülmesine yönelik hazırlanmış kapsamlı projedir. Elbette gerekli altyapının sağlanması , teknolojinin geliştirilmesi halinde Türkiye’ye uzun vadede prestij, itibar sağlayacak bir proje söz konusu. Bu hedeflerin arasında Cumhuriyetin 100. Yılında aya ayak basmak da var. Yeryüzünde ülkelerin birbiriyle mücadele etmesi yetmiyor, dünya dışında uzayda da rekabet hız kesmeden devam ediyor. Şu ana kadar aya iniş yapan toplam 3 ülke bulunuyor. Bunlar Sovyetler Birliği , Amerika Birleşik Devletleri ve  Çin . Son olarak Hindistan da 2019 yılı Temmuz ayında aya iniş için deneme gerçekleştirdi. Ancak bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı. Bu iniş denemesini canlı olarak takip eden biri olarak ne kadar heyecan verici bir deneyim olduğunu belirmek isterim. Eğer gerçekten Milli Uzay Programı başarıyla gerçekleşirse kendi uzay aracımızın aya inişini izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Gelelim bir diğer konumuza. Yeni Anayasa Çalışmaları. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti tarafından şu zamana kadar toplamda 4 anayasa kullanıldı. 1921 Anayasası, 1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve 1982 Anayasası. Şu anda hala 1982 Anayasasını kullanmaktayız. Elbette Anayasa maddeleri üzerinde farklı zamanlarda değişiklik yapıldı ancak yeni bir Anayasa hazırlanmadı. Üniversite’de okuduğum sıralarda yeni Anayasa çalışmaları konusu yine gündeme gelmiş hatta bununla ilgili bir komisyon oluşturulmuştu. Bu komisyonda görev yapan hocalarımız da bulunmaktaydı. O hocalarımızdan birinin aktardığı anekdota göre aslında günlük hayatta üzerinde durmayacağımız terimler üzerinde bile günlerce tartışma oluyormuş. Yeni anayasa oluşturmak çok meşakkatli , uğraştırıcı ve zor bir süreç elbette. Ancak siyasilerce darbe anayasası olarak adlandırılan 1982 Anayasası yerine yeni bir anayasa çalışmaları hız kazanır mı, önümüzdeki günlerde bizleri neler bekliyor şu an için öngörmek mümkün değil. Hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Yeni bir haftada görüşmek üzere
AVUKAT HASİBE DERYAL