Burdur'lu hemşehrimiz Fakir Baykurt'un 1954 yılında yazdığı ilk romanı "Yılanların öcü" beni çok etkilemiştir.

Karataş köyünde oğlu Kara Bayram, gelini haçca ve torunları Ahmet ve Şerife ile yaşayan Irazca'nın köy içerisindeki hiyerarşiye başkaldırısı anlatılır. Parası bol olan Haceli, muhtarla iş birliği yaparak, Irazca ve ailesinin kaldığı evin önüne, köy meydanına ev yaparlar. Irazca ve ailesi bu duruma isyan eder ve karşı çıkarlar. Çünkü ilerleyen yıllarda burada sıkıntılar olacaktır. Öncelikle fiziki sıkıntılar olan alt yapı sorunları, yağmur suyu, kanalizasyon ve havalandırma gibi. Daha sonra iki taraf arasında oluşacak olan karşılıklı çatışmalar...
Bu durum herkesi etkileyecektir.

Aslında köy meydanın da milletin evinin önünde ev mi yapılır?

Yapılıyor kardeşim yapılıyor !!!

Adamın parası olunca hele de bu duruma yerel idareciler çanak tutunca oluyor...

Yerlerini de satıyorlar, evde yapıyorlar.

Belediye başkanlığı yaptığım dönemlerde, benden önceki dönemlerde meydanda yapılmış olan kamu binalarını yıkmıştım. Çünkü komşu vatandaşları rahatsız ediyordu. Çekme payı yoktu. Yapılan binalar arsaların tamamını kaplamıştı. Sosyal donatı alanları yoktu.

Resmen Milletin nefes alacak alanı kalmamıştı !!!

Yağmur yağdığı zaman alt yapı sorunları oluyor, Kanalizasyon çukurları doluyor ve kokusu vatandaşları rahatsız ediyordu. Bu binaları yıktık ortam daha ferah oldu.

Ancak yeni belediye başkanlığı şimdi buraya tekrar bina yapmak istiyormuş !!!

Hata yaparlar...

Bu parsellerde bulunan konu komşu evleri sıkıştırmanın manası yok.

Kimseyi rahatsız etmemek gerekir!!!

İleride burada yine alt yapı sorunları oluşur. Daha sonrada karşılıklı çatışmalara sebep verirsiniz.

Yapılacak başka yer mi yok ?

Şimdi gelelim yazımızı bağlamak istediğimiz konuya...

FİLİSTİN MESELESİ

1944 Yılı itibarıyla İsrail'liler Filistin topraklarının sadece yüzde 6'sını satın almıştı. Daha sonra Filistinliler topraklarını sattılar da sattılar. Durmadan sattılar. Sattıkları parayla da Beyrut'dan yer aldılar.

Daha sonra İsrail devleti kuruldu.28 Mart 1949 yılında Türkiye olarak İsrail'i resmen tanıdık.

Eyy Filistinli kardeşim, daha iyi bir yaşam sürmek için vatanını, toprağını niye sattın?

Satmasaydın ya !!!

Veyahut da yer satarken sınırlı satsaydın ya!

Sende Fakir Baykurt'un romanındaki Irazca ana gibi toprağın için, yerin yurdun için mücadele etseydin ya!!!

Sattında ne oldu ?

Şimdi sonuçları ortada!!!

Neyse olan olmuş. Satarken hatalı politika uygulansa da, bundan sonrasına bakmak lazım. Bizim için önemli olan Filistin ve İsrail'in barış içinde bu topraklarda yaşaması. Barış olursa seviniriz bizi olumlu etkiler. Savaş olursa üzülürüz.

MASUM İNSANLARIN ÖLMESİ ÜZÜCÜ

Geçen hafta İsrail topraklarında, Hamas tarafından çok yanlış olduğunu düşündüğüm bir terör saldırısı oldu. Masum insanları öldürdüler ve bir kısmını da kaçırdılar. Bunun üzerine İsrail' de Gazze'de sivil ve masum insanlara saldırı düzenledi. Bence her ikisi de çok yanlış ve çok kötü...

Ölen masum insan sayısı çok fazla. Gazze'de bebekler ve çocuklar ölüyor. Kalanlarda çok zor durumda. Sağduyulu olmak lazım.

Biz bölgemizde barış istiyoruz...

ŞİMDİ GELELİM DİĞER KONUYA

Geçen hafta boyunca Sosyal medyada şu tartışmalar gündemdeydi.

1) Filistin Azerbaycan konusunda Ermenistan'ın yanında olmuş !!!

2) Filistin Kıbrıs konusunda Yunanistan'ın yanında olmuş. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımamış !!!

3) Araplar İngilizlerin ve Amerikalıların yanında olmuş ve bize ihanet etmiş !!!

Ben bu üç konuya fazla uzatmadan kısa ve net cevap vereceğim...

Öncelikle Türkler dini, dili, ırkı ve mezhebi ne olursa olsun daima,

İYİNİN, DOĞRUNUN, HAKLININ VE MAZLUMUN YANINDA OLMUŞTUR

Gelelim diğer üç konuya...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür. Güçlü bir milli politikası vardır. Zaten MİLLİ olamazsan devlet olamazsın.

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün bizlere armağan ettiği en büyük kazanım;

ULUS DEVLET OLMA ve ULUS DEVLET OLMA ŞUURUDUR.

Sağlam temellere oturtulmuştur. Kolay kolay yıkılmaz.

Yok Filistin Ermenistan'ı desteklemiş, Yunanistan'ı desteklemiş, bize ihanet etmiş,

Yok Araplar Amerikayı desteklemiş, İngiltere'yi desteklemiş, bize ihanet etmiş, konuları şimdilik ayrı bir konudur. Ancak unutmadığımız, asla unutmayacağımız, hep aklımızda olan konulardır.

Türkiye Cumhuriyeti devletimiz güçlüdür. Bu konuları unutmaz, takip eder, analiz eder ve gerektiğinde masaya vurur.

Ama zamanı gelince...

Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cemal ve Celal yüzü vardır. Biri tevazu, yumuşaklığı ve merhameti, diğeri azameti ve sorumluluğu anlatır.

DURUM BU !!!

Biz ne mi istiyoruz kardeşim ?

“Bu kirlenmiş dünyayı yaşanılır kılan nedir bilir misin?

‘İncinsen de incitme.’
diyen Hacı Bektaş Veli,

‘Yaradılanı sev, yaradandan ötürü.’
diyen Yunus'u,

‘Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir.’
diyen Hacı Bektaş Veli'si,

‘Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene’
diyen Pir Sultan Abdal'ı,

‘Beni hor görme gardaşım, sen altınsın da ben tunç muyum?’
diyen Veysel'i,

‘Kötü insanların türküleri yoktur.’
diyen Neşet Ertaş'ı,

‘Bütün aşklardan yücedir, insanın insanı sevmesi.’
diyen Mahsuni'si,

‘Sana düşman bana düşman,
düşünen insana düşman, vatan ki;
bu insanların evidir, sevgilim
onlar vatana düşman.’
diyen Nazım'ı,

‘Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin.’
diyen Ahmed Arif'i,

‘Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır.’
diyen Yaşar Kemal'i
var.

Yani bu bereketli topraklarda kin ve nefret yeşermez.

Her şeye rağmen sevgi yeşerecektir...
Ve yeşermelidir de kardeşçe,

LÜTFEN ORTA DOĞUDA DA KARDEŞLİK OLSUN !!!

Kirlenmiş ve de kirlenmeye devam eden Dünya'da, tertemiz kalabilen değerli dostlara benden selam olsun...