Nerde eski bayramlar...

Ramazan bayramları çocukluğumda hatırladığım en önemli, en heyecan duyduğum ve dört gözle beklediğim bayramlardan birisiydi. Gerçi çocukken biz şeker bayramı diye adlandırıyorduk. Osmanlı döneminde de şeker bayramı olarak bir dönem anılmış. 

Toplum olarak bayramları bayram gibi mi yaşıyoruz?

Hayır...

Şimdilerde artık insanlar bayramları tatil olarak düşünüyor, akın akın tatil beldelerine gidiyorlar.

Böyle mi olmalı?

Bence asla değil...

Milli ve manevi değerlerimiz, bayramlarımız unutulmamalı ve unutturulmamalıdır.

Bayramlar, toplumu bir arada tutan en önemli değerlerin başında gelmektedir. Toplumsal hafızayı taze tutan milli ve dini bayramlar aynı zamanda toplumun kendini güvende hissettiği alanlar oluşturur. Bayramların kuşaktan kuşağa aktarılması ise toplumun geleceği açısından çok önemlidir.

HATIRALAR

Uzun yıllar önce Kızılkaya'da yaz ayıydı. 

Ramazan ayında, hatırladığım kadarıyla büyüklerimiz teravih namazına gider biz çocuklarda Caminin etrafında oyunlar oynardık. Namaz çıkışı komşularımızla beraber eve giderdik. Evlerimizin balkonunda harika sohbetler olurdu. Daha sonra sahurda komşular tekrar bir evde buluşur yemeklerini yerlerdi. Çocuk halimle oruç tutmasam da mutlaka sahura bende kalkardım. Sofrada ev makarnası daima bulunurdu ve üzerine tulum peynirini mutlaka dökerdim.

Beldemizde arife günlerinin önemi de çok büyüktü. 

Yollar, sokaklar ve mezarlık tertemiz yapılır, İkindi namazından sonra insanlar topluca mezarlığa kabir üstüne giderlerdi. 

Hala da öyledir. 

Bayram sabahı namaza giderdik. En heyecan duyduğumuz an bayram namazının olduğu an'dı. Cami çok kalabalık olurdu. Biz genelde arkadaşlarla Caminin üst katına çıkardık. 

Çocukluk bu ya!!

Namaz sırasında birbirimizin ayaklarını gıdıklar ve gülerdik.

Olsun...

Keşke hep çocuk kalsaydık, keşke hep gülseydik, keşke hep eski bayramlar gibi olsaydı...

Bayram namazından sonra ailenin en büyüğünün evinde herkes toplanır sabah kahvaltısı yapılırdı. O kahvaltıda içtiğim tarhana çorbasının tadı hala damağımdadır. Kahvaltıdan sonra ailecek topluca bayramlaşılırdı. Aile büyüklerimizin elini öptüğümüz zaman biz çocuklara para verirlerdi. Para benim hiç dikkatimi çekmezdi. Varsa yoksa şeker. Daha sonra elimize naylon poşetler alıp komşularımızın bayramını kutlardık. 

Naylon poşetlerimizin içi şeker dolardı. Mutlu olurduk.

Bence,

O günler çok güzeldi...

Nereden nereye geldik?

Şimdilerde ise bayram günleri tatil olarak düşünülüyor!!!

Tamam doğrudur...
İnsanlar yoğun iş ve stresten dolayı tatil yapmak istiyor.

İstiyor ama!!!

Koskoca bir sene içerisinde başka vakit mi yok tatil için?

Velhasıl kelam!!!

Bayramlar için vakit ayır kardeşim...

Hiç birsey yapamıyorsan en azından büyüklerinin mezarına kabir üstüne git!

Durum bu...

Bu vesileyle şeker tadında bir bayram geçmesi dileklerimle tüm hemşerilerimizin Ramazan Bayramını kutluyorum...