Geçen hafta Gazetebu sahibi Sayın Ömer Özdağan'ın sunduğu Burdur seçim 2024, yerel seçimlerin nabzı programına konuk olduk.

Gazetebu yazarları Sayın Serpil Arslan, Hüseyin Erdem ve Ömer Özdamar bilgi ve birikimleriyle programa pozitif katkı sağladılar. Canlı yayın proğramı çok akıcı ve çok verimli geçti. Üç partimizin aday adayı arkadaşımız canlı yayına telefonla bağlanarak görüşlerini bildirdiler. 

Tüm aday adaylarına başarılar diliyoruz.

Canlı yayındaki performans olarak Sayın Özdoğan objektif yayıncılığıyla ve istatistiki bilgilerle güzel bir sunum yaptı. Serpil hanım'ın yerel seçimlerle ilgili tespit ve analizleri harikaydı. Hüseyin bey'i bilgi ve birikimiyle teorik olarak dolu dolu gördüm. Bu teorik bilgisini pratiğe yani sahaya da yansıtmış ve uzun yıllardır siyasetin içinde. Ömer abi zaten sokağın içinde olduğundan yerel nabzı çok iyi takip ediyor. Ayrıca programdaki doğallığı, neşesi ve kahkahalarıyla hepimize pozitif enerji verdi. 

Programda emeği geçen arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. 

PROGRAMDA AKILDA KALANLAR

Öncelikle şu konunun bilinmesini isterim. 
15 yıl belediye başkanlığı yapmış birisi olarak teşkilatçılığa inanan birisiyim. Bunu da yayın boyunca devamlı hatırlattım. Ancak şunu da ısrarla belirttim. Teşkilatlar uyumlu çalışırsa hem yerel seçimlerde hemde genel seçimlerde başarılı olurlar.

Canlı yayını daha sonra tekrar izlediğimde bu konunun yanlış anlaşıldığını gördüm.

Şöyle ki;

Önümüzdeki seçimler, yerel seçimler olduğu için zaten Canlı yayının konusu da belediye seçimleriydi. 

Teşkilatçılığın öneminden kastımız yerel seçimlerde başarılı olmak için belediye başkanı adayıyla teşkilatın uyumlu çalışmasıdır. 

Gelelim aday adaylığı sürecine.

Bazı partiler aday adayını belirlemede, kendi üyeleri veya delegeleri içerisinde ön seçim yapmaktadır. Bazıları da teşkilat içerisinde önce temayül yapıp, daha sonra da halk içerisinde adayın beğenilirliği anketi yapmaktadır.

Tabiki bu aday belirleme konusunda her partinin kendi belirlediği kararlar vardır buna saygı duyarız.

Ancak benim fikrime göre, 

Bulunduğun bölgenin belediye başkanı adayını seçiyorsun. Bence sadece örgütün kararıyla belediye başkanı adayını belirlemek yeterli olmayabilir. Çünkü bir örgüt, hemen hemen çoğunluğu olmasa da büyük bir kısmı aynı görüş ve ideolojiye sahip insanların oluşturduğu bir gruptur. Çoğulcu demokrasiye inanıyorsak seçilecek adayın toplumun tüm kesimlerinden oy alabilecek, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak bir aday profili olması gerekir. O yüzden mutlaka halkın görüşünün de alınması daha sağlıklı olur düşüncesindeyim. 

Bu konu Burdur CHP aday adayları için gündeme geldi. Bende naçizane yorumumu bu şekilde yaptım. CHP teşkilatının da alacağı karara saygı duyarız.
Bu konuyu bir örnekle de açıklamak isterim. 

Ben 15 sene Belediye başkanlığı yaptım.

Mesela ben...

Bulunduğum bölgede teşkilatımızın çoğunluğunu bana yakın kişilerden oluşturdum veya parti teşkilatına üye yaptım. Bu bölgede her yerel seçim öncesi bu üyelerle yapılacak olan aday belirleme seçiminden daima aday olarak ben çıkarım. 

Bu böyle,

Durum bu...

Aslında bu üyelerden ziyade bölge halkına da benim hakkımda görüş sormak daha sağlıklı olmaz mı?

Yine örnekle...

Sayın Kılıçdaroglu'nun kişiliğine ve karakterine kimse birşey diyemez. Birçok seçime katıldı ama başarılı olamadı. Ancak kongrelerde delegeye hakim olduğu için tüm kongreleri kazandı. Aslında son seçim öncesi toplumsal olarak yeni bir adayla ve değişimle gidilmesi konusunda çok yoğun bir talep vardı. Belki de halkın bu talebi kabul edilseydi seçimler farklı da olabilirdi.

Anlatmak istediğimiz tam bu işte.

Neyse hayırlısı neyse o olsun artık.

Burdur ve Bucak yerel seçimleriyle ilgili kapsamlı yorumumu Çarşamba günkü yazımızda anlatacağım.

Sağlıcakla kalın,
Selam ve saygılar...