Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yeni çözüm sürecine ilişkin af kanunu önerisini açıkladı.
Perinçek, “Türkiye Cumhuriyeti devleti, var olan tarihsel koşulları ve Öcalan’ın cesur çağrısını değerlendirerek PKK’nın hayatına son vermesini ve silah bırakmasını kolaylaştıracak önlem ve uygulamaları hayata geçirmek durumundadır” dedi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Feshedilen PKK Terör Örgütü Mensuplarının Devletle ve Toplumla Bütünleşmelerine İlişkin Af Kanunu Önerisi” başlığıyla partisinin İstanbul İl binasında basın toplantısı düzenledi.
Perinçek’e Genel Sekreter Özgür Bursalı, MYK Üyesi Şule Perinçek, MKK Üyesi İbrahim Okan Özkan ve MKK Üyesi Günnur Bayburt eşlik etti. Perinçek, şunları söyledi:
’Mahmut Berzenci’nin karargahında yapılması olumlu bir gelişmedir’’
“19'uncu yüzyılın ortalarından bu yana devam eden milli demokratik devrimimizin temel programının başta gelen amaçlarından biri, Türkiye topraklarında yaşayan bütün insanlarımızın Türk milletinde bütünleşmeleridir. Bu nedenle önerilen kanunun başlığını ‘Feshedilen PKK Terör Örgütü Mensuplarının Devletle ve Toplumla Bütünleşmelerine İlişkin Af Kanunu’ olarak belirliyoruz. Af Kanunu önerisinin 13. maddesinde yer alan Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi cumhuriyete karşı silahlı kalkışmaların başını çekmiş olanları hatırlatan simgelerin kamu yerlerinde bulundurulmasına son verilmesine ilişkin hüküm de devletle ve toplumla bütünleşme kararını paylaşmak içindir. Bu tür simgelerin kamu alanlarında bulunması bölünmeyi, silahlı ayrılıkçılığı, cumhuriyetimizle ve ordumuzla hesaplaşmayı özendirmektedir. Bu simgeler, Türk’üyle ve Kürt’üyle bütün milletimizi birleştiren ve kaynaştıran amaçlara hizmet etmiyor ve ortak geleceğimize yönelik duygu ve kararlılığı güçlendirmiyor. Dönüp dolaşıp gelecek kuşakları aynı bölücü çıkmazlara yönlendirmenin Türk ve Kürt kardeşliğini değil, düşmanlığı besleyeceği açıktır. Bu bağlamda feshedilen PKK mensuplarının ‘Barış ve Demokrasi Grubu’ adıyla silah bırakma törenini Süleymaniye’de İngiliz emperyalizmine karşı İstiklâl Savaşımızla omuz omuza savaşan Kürt lideri Mahmut Berzenci’nin karargahında yapması olumlu bir gelişmedir. ABD emperyalizminin ve İsrail siyonizminin verdiği silahlar yakılırken emperyalizme karşı silah arkadaşlığı mirası vurgulanmış oluyor.
“Silah bırakmayı önlemeye çalışan güçlerin başında ABD ve İsrail var”
Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti devletinde ve Türk milletinde bütünleşme zamanıdır. Türkiye’nin içine girdiği süreçte cepheleşme, PKK’nın silah bırakmasını isteyen güçler ile PKK’nın silah bırakmasını önlemek isteyen güçler arasındadır. Silah bırakmak, ayrı bir devlet kurmak, federe devlet kurmak, özerklik ve ortak milli kültürümüz dışında ayrılıkçı kültürel çözümlerin peşine düşmek gibi ayrılıkçı amaçlardan eylemli olarak vazgeçmeyi ifade eder. Çünkü silah, ayrı devlet kurmanın öncelikli şartıdır. PKK’nın silah bırakmasını isteyenler ile silah bırakmasını önlemek isteyen güçler arasındaki cepheleşme, aynı zamanda uluslararası düzlemdedir. PKK’nın silah bırakmasını önlemeye çalışan güçlerin başında ABD ve İsrail bulunuyor. Bu nedenle PKK’nın silah bırakmasına yönelik uygulamalar, aynı zamanda dış cephenin güçlendirilmesine hizmet eder. Örgütle bağına son verenler ve silah bırakanlar ile terör faaliyetinde ısrar edenler arasında ayrım yapmak, Türkiye’nin güvenliği ve teröre karşı etkin sonuçlar almak açısından da gereklidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, var olan tarihsel koşulları ve Öcalan’ın cesur çağrısını değerlendirerek PKK’nın hayatına son vermesini ve silah bırakmasını kolaylaştıracak önlem ve uygulamaları hayata geçirmek durumundadır. Örgütle bağı sona ermiş ve silah bırakma iradesini ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile vatandaşlıktan ayrılmış ve çıkarılmış olan PKK mensuplarının en ağır ve dahası ömür boyu hapislerle cezalandırılması, silah bırakma amacına hizmet etmeyeceği gibi PKK’nın feshedilmesi ve silah bırakmasıyla hayata geçirilecek olan iç cepheyi güçlendirme hedefine, Türkiye’nin bütünleşmesine, toplumsal barışa ve ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunmaz."