Burdur’un Yeşilova ilçesi Bedirli köyünde hayvancılıkla uğraşan Osman Erkil, sıkıntılarını CHP Burdur İl Başkanı İzzet Akbulut’a anlattı. Erkil, “Artık sona geldik. Ben hayvanları kestireceğim ki bankadan çektiğim krediyi yatıracağım. Üretmek için uğraşıyoruz. Bizi tüketmek için uğraşıyorlar” dedi.

CHP Burdur İl Başkanı İzzet Akbulut, Burdur’un Yeşilova ilçesi Bedirli köyünde üreticilerin sorunlarını dinledi. Önceden ustalık yaptığını, ayağından sakatlandığı için hayvancılıkla uğraşmaya başladığını anlatan Osman Erkil, artan maliyetlerden yakındı. Erkil, şöyle konuştu:

'Danalar 4 aydır elimde zararına bekliyor'
Üretici Osman Erkil şunları söyledi;“Süt zaten belli, süt zararda bunu herkes biliyor. Bu yemle zaten karşılığı yok belli bir yere kadar dayandık sona geldik. Artık bir tane hayvanı kesime çıkaracağız yem alacağız. Yetmeyecek bir tane daha çıkaracağız yem alacağız. Bir tane daha derken elimde para yokken yaptırdığım besihane yakın bir zamanda ölecek, boş bir alan olarak kalacak. Danalar 4 aydır bekliyor kesilecek. Maliyeti bize 120-125 bin lira. Şu an 95 bandında ve danalar 4 aydır elimde zararına bekliyor. Kaldırdığımız mahsul belli. Bizim herkes gibi dededen kalma çok tarlamız yok. Bu saatten sonra hazır almaya kalkarsan bu işi yapamazsın, yapma. İşçi olarak bir yerde çalış geçinmeye çalış geçinebilirsen.



'Bu politika hayvancılığı bitirmek için yapılan politika'
İşte hayvan burada, sağılan sütü de göstereyim, dökülen yemi de göstereyim. Bu hayvanlar 12-13 kilo yem yiyor. Herkes hesabını otursun yapsın. Diğer tarafta danalar 4 aydır bekliyor. Borcum var. Yapılması gereken endeksli çıkması lazım. Yemi kaldırıyorsan sütü de kaldır. Yok sütü kaldırmak istemiyorsan yem o zaman kalsın, müdahale et. Süte baskı yaptın, şimdi küçükbaş hayvanı baskıladın, o zaman yemi de baskıla. Her şey endeksli olsun. Yapılır mı? Yapılır. Ama isteyen var mı? Yok. Bu politika neden sürdürülüyor; üretim bitsin, herkes hazıra alışsın ya sonra? Ben ustalık yapıyordum. Ayağımdan sakatlandığım için hayvancılığa döndüm. Tamam dedim bundan verim alacağız, 3 tane çocuk var doyuracağız. Bu da bitiyor, biz nereye gideceğiz. Ayağım sakat tekrar ustalık yapamam. Adam yaptırsa bile parasını vermiyor. Hayvancılık yapıyoruz, işte orada bayan tek başına sağım yapıyor. Çıkıp çocuklara yemeği pişirecek. Bunun bir sonu yok. Bu politika hayvancılığı bitirmek için yapılan politika. Bunun başka bir açıklaması yok.”

'Üretmek için uğraşıyoruz, bizi tüketmek için uğraşıyorlar'
“Artık sona geldik. Ben hayvanları kestireceğim ki bankadan çektiğim krediyi yatıracağım. Üretmek için uğraşıyoruz. Bizi tüketmek için uğraşıyorlar. Yem fiyatları firma firma değişiyor. 330 diyen var 380 diyen var. Ekim, kasım aylarında bazı bilirkişiler tarafından yem fiyatlarının 400’ü aşacağı, daha çok kriz geleceği söyleniyor. Saman, kuru bir saman 2 lira olur mu? Kuru bir saman bu. Başka memleketlerde bu düz samanı kuru kalması için hayvanların altına atıyorlar. Biz yedirmeye çalışıyoruz. 2 liraya saman olur mu? 1 ton küspe bin lira olur mu? Küspe bu, atık malzeme. Atık malzeme bin lirayı geçmiş, 1 silaj 2 bin liradan bahsediliyor. Ben ne alıp ne yedireceğim bu hayvana? Hadi şu hayvana aldım verdim. Bu hayvan bana 2 bin liralık süt verecek mi? Zaten sezon kötü. Bu işin sonu yok. En fazla 2-3 ay daha dayanırız, sonra herkes kestirmeye başlar. Ben kestirmeye başlayacağım. Burada 3 tane sütleri iyi olan hayvan var ama kesime gidecekler. Çünkü karşılığı yok.

'Hayvancılığı bitirirlerse her şey biter'
Tarım kredinin toplantısına gittik. Orada genel başkan dedi ki; ‘çiftçiye sonsuz kredi açılacak’. Çok güzel, sevinmiştim. Buraya geldik, sordum ki bilirkişiye, amirine, müdürüne. Dedi ki bana, ‘o fermandı’. Hani sonsuz kredi vardı, benim krediler komple gitti. Yemi ben alıyordum, süt param geldiğinde veriyordum. Tarım kredide şimdi yasak. Niye; peşin olduğu için. Hani bize sonsuz kredi vardı. Bana sütün parası 3 ay sonra geliyor. Hayvancılığı bitirirlerse her şey biter. Ben artık burayı dolduramam. Tekrar hayvan alamam. Ben burayı uğraşarak tek başıma yaptım. Şimdi bunlar giderse ben tekrar toparlayamam. Bu hayvanı satarken soruyorum, ‘süt hayvanını kaça alırsın?’ 15 bin liraya alırım diyor. Bana yeni bir hayvan getirirsen ben kaça alacağım diyorum; 35 bin lira diyor. Ben üstüne 20 bin lira koyup aynı hayvanı tekrar mı alacağım? İhtiyacım var, yemi karşılamıyor. Bunların hepsi teker teker kesime gidecek. Burası da bitecek. Bu sezon burası biter. Bu şekilde giderse buranın devamı gelmez. Bu son.

'Bilerek yapılan bir kumpas'
Bunun çaresi çok basit; bana engel oluyorsun, süte engel oluyorsun, besiye engel oluyorsun, o zaman yeme de engel ol, samana da engel ol, küspe, silaj onlara da engel ol, mazota da engel ol. Olamıyorsan o zaman bırak ki yem çıkıyorsa benim sütüm de çıksın, etim de çıksın. Bunlara niye müdahale ediyorsun. Bu bilerek yapılan bir kumpas. Hayvancılığı bitirecek, ürettirmeyecek, hazıra alıştıracak. Sonra ne yapacaksın; memleket mi değiştireceksin, savaş mı çıkacak? Millet aklını başına toplasın, yıllardır söylüyoruz. Gele gele durum bu.”