Adana'da 24 Mayıs'ta yaşanan olayda, 31 yaşındaki giyim öğretmeni Dilek Gökgül, 6 ay önce evlendiği ve 21 gün önce düğün yaptığı kocası Ç.G. (36) tarafından 6. kattaki evlerinin balkonundan atıldığını iddia etti. Olay sonrası ağır yaralanan Gökgül'ün belden aşağısı felç kaldı.
Sarıçam ilçesinde meydana gelen olayda iddialara göre, Ç.G. ile Dilek Gökgül arasında telefonla görüştüğü sırada Ç.G.'nin bir mekanda alkol alması üzerine tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle eve gelen Ç.G., eşi Dilek Gökgül'ü darbetmeye başladı ve ardından balkondan aşağı attığı öne sürüldü. Zemin kattaki iş yerinin sundurmasına düşen ve beton zemine çakılan Dilek Gökgül ağır yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından gözaltına alınan koca Ç.G. tutuklandı.
Hastanede bir hafta tedavi gören Dilek Gökgül'ün belden aşağısı felç kaldı. Adana'da kimsesi olmadığı için, yaşadığı kabusun geçtiği eve geri dönmek zorunda kalan Gökgül, olayın bir intihar girişimi olmadığını, kocasının kendisini balkondan attığını belirtti. Gökgül, "Korkuluklara tutundum 'öl' diyerek beni attı" ifadelerini kullandı ve eşinin alkol problemi olduğunu, kendisine yeminler etmesine rağmen evlendikleri günden bu yana alkol pazarlığı yaptığını söyledi.
"Korkuluklara tutundum 'öl' diyerek beni attı"
Evlendiği günden bu yana eşinin alkol problemi olduğunu ileri süren Dilek Gökgül, "Ağzına bile sürmeyeceğini söylemişti ama evlendiğim günden bu yana benimle alkol pazarlığı yaptı. Gece 22.30 sıralarında eve geldi. Beni aradığında sesi çok kötü geliyordu. Ben o sıra apartmanın bahçesinde onu görebileceğim bir pozisyonda duruyordum. Sonra onu karşıladım ve beraber eve çıktık. Ben masada, o koltukta oturuyordu. Neden içtiğini sorduğumda delirdi. 'Bundan sonra her gün içeceğim, var mı itirazın' diye bağırdı. Sonra beni masaya fırlattı. Başka odaya kaçtım ama yakalayıp darbetmeye devam etti. Sonra balkona kadar sürükledi ve aşağı attı. Demir korkuluklardan tutunmuştum ama gözümün içine bakarak 'bana içirmiyorsun, öl, geber' dedi ve sonra parmaklarımı açtı. Sonrasını hatırlamıyorum, 6'ncı kattan düştüm. Valimden, savcılarımdan rica ediyorum adalet yerini bulsun. Benim intihar girişiminde bulunup kendimin atladığını iddia ediyor. Emlakçı olduğu için çevresi geniş ve yalancı şahitler tutuyor. Ailesi bana destek olacağı yerde tehditler savuruyor. Geçmiş olsun bile demediler. Burdur'dan buraya gelin geldiğim için Adana'da kimseyi tanımıyorum, ailem uzakta ve destekçim yok. Maddi zorluklar da yaşıyorum. Üstelik, bu kabusu yaşadığım evde yatalak halde hapis hayatındayım. Bu ülkede onlarca kadın balkonlardan atıldı, intihar diye kayıtlara geçti. Çok şükür ben ölmedim ve hukuk mücadelemi veriyorum" diye konuştu.
Karabulut, dosyanın en acımasız kısmının müvekkilinin hala öldürülmeye kastedildiği evde yaşamak zorunda kalması olduğunu vurguladı. Emlakçı olan şüphelinin, tutuklu olmasına rağmen satılık ve kiralık dairelerdeki tanıdığı insanları etki altına alarak tanık göstermek istediğini ve ücret karşılığında yalancı görgü tanıkları ayarlayarak dosyayı lehine çevirmeye çalıştığını iddia etti. Avukat, adalete ve yargıya güvenlerinin tam olduğunu belirtti.