Hakikaten yerli malını ilk ortaya koyanlar Türkiye’nin çektiği sıkıntılardan sonra böyle bir noktaya gelmişler. Artık biz bu noktadan sonra sıkıntıları çeken değil ülkeyi refaha götüren, ülkenin üretiminde ekonomik büyümesini sağlayan bir yapının içerisinde olmamız lazım.

O yüzden bu hafta vesilesiyle üretimin önemini bir kez daha vurgulayarak üretim olmazsa biz olmayız diyorum ve üretimin yanında gerçek anlamda tutumlu olmayı ve öze dönmenin bizim kurtuluşumuz olduğunu söylüyorum.” dedi.

Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, Yerli Malı Haftası dolayısıyla Gazetemiz muhabiri Muhammet Fatih Başcı’ya konuştu.

“YERLİ MALINI KULLANMAK İÇİN YERLİ MALINI ÜRETMEK LAZIM”

Yerli Malı Haftası’nda üretimin önemini vurgulayan Gündüzalp şunları söyledi;

“İçinde bulunduğum hafta yerli malı haftası olarak değerlendiriliyor. Ben çocukluğumuzda hatırlıyorum güzel bir laf vardı ‘yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı’ ağızlarımıza pelesenk olmuştu. Ama sanki artık geldiğimiz noktada bu pelensenki kaybettik gibi. İlk önce yerli malı kullanmak için yerli malını üretmek lazım ancak ürettiğiniz bir ürünü kendi ürününüz olarak kullanabilirsiniz, tüketebilirsiniz. Tabii burada globalde de baktığımızda bu kadar gelişen bir dünyada tüm ürünleri ben yerli malı kullanacağım, benim malım olacak şekliyle bir yaklaşımdan ziyade biz hangi ürünleri katma değeri yüksek olarak kendimiz üretebiliriz bu topraklarda üretilmesi gereken ürünler tarımsal ürünlerden teknolojik ürünlere kadar 4.0 teknolojiyi kullanarak biz neleri üretebiliriz ürettiğimiz ürünlerden hangilerini dünya piyasasına sunabiliriz diye düşünmek lazım. Sadece yerli malı haftasında çocuklara portakal, mandalina yedirerek yerli malının önemini değil burada tutumluluğun ne olduğunu, üretimin önemini, eğer biz bunlar üretmezsek başımıza neler geleceğini gençliğimize, çocuklarımıza anlatarak küçüklükten itibaren onlara biz bunları işlersek gelecekte bu ülkeyi yönetecek çocuklarında hakikaten gerçek anlamda yerli ve milli olmasını sağlayabiliriz. Yoksa üretmediğiniz bir ürün varsa teknolojik de olabilir bu ürün eğer siz bunu yurtdışından almak zorunda kalıyorsanız o zaman yerli malı haftasını ne kadar önemsediğiniz de bir şey ifade etmiyor.

“TOGG, İHA, SİHA GİBİ OLGULAR NE KADAR ARTARSA O KADAR BAŞARIYA ULAŞIRIZ”

Yerli malı haftasına değer katmanın en büyük özelliği sizin bu ürünleri kendinizin üretiyor olabilmesi lazım. O teknolojiye ulaşmış olmanız lazım ki ondan sonraki aşamada ilk önce bu ürünleri ben kullanacağım, ben tüketeceğim bu hem benim ekonomime ciddi anlamda katkı sağlayacak hem de bu üretim sayesinde kendi iş istihdamı artıracağım ondan sonra üretimde arz fazlası oluşturduğum zaman da bundan dünya pazarına açılacağım, dünyada diğer insanlarla rekabet edebilir hale geleceğim. Ekonominin normal çarkları arasında da ülkenin ayakta kalmasını sağlayacağım. Bunun en güzel örneğini son dönemde devreye giren TOGG otomobilimizde görüyoruz. Türk insanının devrim otomobilinden sonraki bir rüyası gerçekleşti. İHA ve SİHA’lardaki başarı ortada. Geçtiğimiz günlerde haberlerde okuduk ilk insansız uçağımız ‘Kızıl Elma semalarla buluştu’ diye. Bu tür olgular ne kadar artarsa biz ancak o kadar başarıya ulaşırız. Burada hepimiz yerli malı derken kullandığımız kameralar, kullandığımız telefonların hiçbiri yerli malı değil. Bunu söylerken biz bundan üzüntü duyuyor muyuz? Ya da onların içerisinde kullandığımız programların hiçbiri yerli malı değil. Bundan dolayı sıkıntı duyan bir insanımız var mı? Ki cep telefonlarının Türkiye’ye ilk geldiği dönemlerde hatırlıyorum bizim kendi Aselsan’ın ürettiği 1919’lar vardı sonra 1923’ler çıktı ama ondan sonra bu telefonların üretimi gelmedi. Biz o günden beri bu telefonların üretimine devam etseydik şu anda dünya piyasasında satabileceğimiz ya da Türkiye’de etkin kullanabileceğimiz kendi yerli malı telefonunuz olur muydu? bana göre yüzde yüz olurdu.

“ÖZE DÖNMEK BİZİM KURTULUŞUMUZ”

O yüzden bir malı üretirken ürettiğimiz malla ilgili bu tarımsal ürün de olabilir teknolojik ürün de olabilir ufak tefek hatalar varsa bu hataları gidererek daha mükemmelini daha iyisini nasıl yapılabiliriz diye ARGE çalışmalarının sürekli devam etmesi lazım ki yerli malı haftasında yerli malı kullanmanın önemi bir kat daha artsın. Yoksa dediğim gibi bu sadece sözde kalır. Sözde kaldığı zaman bir şey olmuyor. Bizim bu saatten sonra sözde değil gerçek anlamda her şeyi özde yapmamız lazım. Hakikaten yerli malını ilk ortaya koyanlar Türkiye’nin çektiği sıkıntılardan sonra böyle bir noktaya gelmişler. Artık biz bu noktadan sonra sıkıntıları çeken değil ülkeyi refaha götüren, ülkenin üretiminde ekonomik büyümesini sağlayan bir yapının içerisinde olmamız lazım. O yüzden bu hafta vesilesiyle üretimin önemini bir kez daha vurgulayarak üretim olmazsa biz olmayız diyorum ve üretimin yanında gerçek anlamda tutumlu olmayı ve öze dönmenin bizim kurtuluşumuz olduğunu söylüyorum.”