CHP Bucak İlçe Başkanı Av. Ahmet Sedat Oktay, sosyal medyadan bir açıklamada bulundu. Başkan Oktay, İsmail-Şerife Sarı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nin taşınması ile ilgili konuda "Artık Bucak olarak, Bucaklı olarak kaybetmeye tahammülümüz yok" ifadelerini kullandı.

İŞTE BAŞKAN OKTAY'IN AÇIKLAMASI
"AKP'nin Şerife- İsmail Sarı Rehabilitasyon Merkezi'nin taşınması konusunda muhalefet olarak fikir beyan etmemize bu kadar abartılı bir tahammülsüzlük göstermesinin altında bambaşka bir sebep yatıyor.
Normalde Kanında bir miligram Bucaklılık taşıyan kişi bile Bucak'tan bu güzide  kurumun gitmesine, Bucak'ta yaşayan personelin Burdur'a hükmen sürülmesine, Kurum Yönetim hafızasının silinmesine karşı çıkar.
Bu konu iktidar muhalefet meselesi değil, Bucak'ın Bucaklının menfaati meselesidir. 
Bırakın muhalefeti Olağan makul Bucaklı her AKP'li bu konuya itirazlarını söylemekten çekinmez.
Böyle bir şey yoksa bile tek öyle olsun ben yanılayım der.
Ancak burada mesele başka.
AKP, kurumda ağalık düzeni kurmuş durumda ve istemi dışında böyle bir gündemin oluşmasını hazmedemiyor.Haliyle kurum personelini sorumlu tutuyor.
Akp tarafından bir nevi Muhalefete laf ediyorum ayağına kurum personeline aba altından sopa gösteriliyor.
Bilhassa Sonradan Kadroya geçen personele "Üzerinizde emeğimiz var, kurumdan partiye paralel hat kurduk, Nöbetlerinizle ilgili bile müdahil olduk. Yeri geldi müdürü, şefi hiçe sayıp Sizin dediğinizi yaptık.Karşılığına bakın" öfkesini taşıyorlar.
Unutulmaz repliktir. Hani Kibar Feyzo filminde Ağa köylüyü meydanda toplar ve köylüyü fırçalar.
O hesap AKP'de 
 "Ula şurda 119-120 başsınız. Hepinizi ben doyurim.hepinizi ben besliyim. vallaha taşıram kurumu haaa!" diye aklınca gerek medya üzerinden gerek kapalı kapılar ardında kurum personeline fırça çekiyor.
Sonuç olarak bir vekillik bir belediye başkanlığı bir ihale umuduyla amirleri karşısında susan Bucak'taki AKP'li yöneticilerinin defalarca aymazlık gösterdiğini,sustuğunu, Bucak'ın hakkını başka yerlere pay ettirdiğini yıllar yılı gördük.
Yeri gelir Bir bardak suda fırtına koparırız.
Artık Bucak olarak, Bucaklı olarak kaybetmeye tahammülümüz yok.
Vesselam..."